Sırt çantasına kamera sakladı ve…
Emma ekranın başında hazır bir şekilde oturmaktaydı. Kısa bir süre sonra Kim’in otobüsle gitmediği anlaşıldı. Öğretmeni, Emma’ya otobüsün yaklaşık beş dakika önce kalktığı haberini vermişti. Ama kameranın navigasyon simgesi hâlâ okul bahçesini göstermekteydi. Öğretmen de bunun farkındaydı, çünkü sınıfın camından Kim’in hâlâ okul bahçesinde beklediğini görmekteydi. Oyun alanında da kimse yoktu ama Kim hâlâ orada tek başına durmakta ve etrafına bakmaktaydı. Sanki birini arıyordu. Peki ama kimi bekliyordu bu çocuk?
Okul zili 30 dakika önce çalmıştı ama Kim hâlâ bekliyordu. Bir adım bile kıpırdamadan hem de. Kısa bir süre sonra öğretmen, uzaktan birinin yaklaştığını ve Kim’in de hevesle tepki verdiğini gördü. Üzerinde kırmızı çizgili bir bluz ve siyah bir etek olan uzun boylu bir kadındı yaklaşan. Bu kadını daha önce okulda hiç görmemişti ama görünüşe göre Kim onu tanımaktaydı. Birbirlerine doğru yürüdüler ve Kim onun elini tuttu. Emma’nın telefonu çaldı ve öğretmen onun navigasyonda gördüklerini doğruladı. Kim ve bu yabancı kadın birlikte okul bahçesinden çıkmak üzerelerdi.
Emma korkudan titreye titreye koltuğa oturdu. Hızlıca arabasına binip kızının ve bu yabancı kadının peşine düşmek istedi. Ama bunu yapamazdı çünkü kamera wifi’ya bağlıydı. Evden uzaklaştıkça sinyal zayıflayacaktı. Fakat küçük kızının gözden kaybolmasına da izin veremezdi. Kim’in öğretmeni telefonun diğer ucundaydı ve göreve hazırdı.
Kim ve yabancı kadın hızlı adımlarla yol boyunca yürüyorlardı. Aceleleri var gibi görünmekteydi. Kim’in öğretmeni de onları hızla takip etmekteydi. Emma alnından soğuk terler damlarken telefonla konuşmayı sürdürüyordu. Sırt çantasından gelen görüntüler kısıtlıydı ama arada sırada duruma dair bir şeyler yakalabiliyordu.
“Şimdi neredeler? Eski bir manastır görüyorum!” dedi Emma telefonda. Öğretmen görüntüleri doğruladı. Kim ve yabancı kadın manastırın içine doğru yürüdüler ve geniş kapıların ardında bir anda kayboluverdiler. Öğretmen, camları lekeli pencerenin altında kendine bir yer buldu ve ne yaptıklarını görmek için içeri bakmaya çalıştı…
Bu çok eski bir binaydı ve belli ki elektronik aletler burada düzgün çalışmamakta idi. Çünkü içerisi belli belirsiz görünüyordu. Binanın içinde çok fazla hareket vardı. Bir aşağı bir yukarı hareket eden bir sürü gölge gördü. Bu esrarengiz kadın, Kim ile birlikte koridorun sonunda durmaktaydı. Kadın Kim’in kulağına bir şeyler fısıldadı ve küçük kız diğer gölgelerle birlikte bir odaya doğru koşmaya başladı. Kim’in öğretmeni o kadar odaklanmıştı ki bir anlığına elinde telefon tuttuğunu unutmuştu. Fakat avucundaki aletten Emma’nın yüksek ve tedirgin sesini duydu… “NE OLUYOR? NE GÖRÜYORSUN?”
Emma ne kadar vakti olduğunu bilmiyordu. Kamera görüntülerinin olduğu Ipad’ini koltuğa attı ve arabaya atladı. Lastiklerinden tiz bir ses çıkaran araba manastıra doğru son hızla yoldaydı. Emma’nın kafasından binlerce dile gelmez senaryo geçiyordu ve hiçbiri mutlu sonla bitmiyordu. Yol boyunca gözyaşları yanaklarından süzülüyordu. Ama onları silmekle uğraşacak zamanı yoktu. Oraya vardığında suratı ağlamaktan kıpkırmızı idi, Kim’in öğretmeniyle yüzyüze geldi. Ama öğretmenin Emma’yla aynı duyguları paylaşmadığı çok netti. Yüzünde geniş bir gülümseme vardı ve Emma’ya olanları birlikte izlemek için yanına çağırdı.
Emma durumu anlamamıştı. Kızının öğretmeni neden böyle gülümsüyordu ki? Yabancı bir kadın kızını alıp götürmüştü. Neler oluyordu? Yarı ağlamaklı ve öfkeli bir şekilde Emma öğretmen arkadaşının yanında durdu. Neler oluyor dedi, bu durum karşısında endişelenip endişelenmemesi gerektiğini sordu. Ancak Emma’nın gözyaşlarına boğulmasına saniyeler kalmıştı ki güven verici bir el onun elini tuttu. Kızı Kim’di bu. Annesine sevgiyle baktı ve onu eski manastırın içine götürdü…
Kilisedeki gölgelerin hepsi de Kim’in yaşında olan onlarca çocuktu. Kim annesiyle birlikte yabancı kadına doğru yürüdü. Koridorun sonunda onları beklemekteydi. Emma arkasına dönüp öğretmenin yüzüne baktı ama uzaktan yürüyen Kim’in öğretmeni ona onaylayan bir bakış attı. Siyah etekli, kırmızı bluzlu kadının durduğu mihraba vardılar. Kim annesinin elini bıraktı ve o esnada bu esrarengiz kadın konuşmaya başladı.
Ben bu küçük çaplı yetimhanenin sahibiyim efendim. Öyle görünmüyorum ama aslında bir rahibeyim. İmkanı olmayan öksüz çocukları buraya getiriyor ve onlara bakıyoruz. böylece güvenli ve geçici bir ev sağlıyoruz. Ailesi olmayan çocukların hayata olum bakması çok zor ama kızınız bize harika bir hizmet verdi.
Neden benim kızım?” diye sordu Emma gülümseyerek bakan rahibeye. Buradaki çocukların böyle gülüp oynuyor olmaları sizin kızınız sayesinde olan bir şey. Ve onun geçmişi.
Kim bu çocuklarla aynı çevreden gelmişti. Küçük yaşta annesini ve babasını bir trafik kazasında kaybetmiş ve o da yetimhane sistemine dahil olmuştu. Bu, genç bir kız için çok belirsiz ve zor bir dönemdir ama gökkuşağını hep güneş ışığı takip eder.
Kim herkes için anlatılacak güzel bir örnek. Ona sevgisini veren ve onu yeniden çocuk gibi hissettirebilen harika bir kadın tarafından evlat edinildi. Evet, “Bu anne sizsiniz,” dedi rahibe Emma’ya. Her gün okul çıkışı Kim yetimlerle oynamak için buraya geliyor, özellikle evlat edinilmenin ne kadar sevgi dolu ve güzel olabileceğini gösteren hikayeler anlatmak için.
Ve bu çaba da sonuç verdi… “Nasıl?” diye sordu Emma şaşkınlıkla kızına bakarak. Kızınızın buradaki olumlu katkıları sayesinde beş çocuk evlat edinildi bile. Benimle birlikte düzenli olarak evlat edinen aileleri ziyarete gidiyor, aynı zamanda evlat edinmenin mucizeleri konusunda onları ikna ediyor.
Emma ve Kim’in öğretmeni gözyaşları içinde kaldılar. Hayranlık ve şaşkınlık içerisinde, Emma kızına sımsıkı sarıldı.
“BU İŞİ İLERLETMELİYİZ!” dedi. Kim’in öğretmeni de heyecanla. Ve tam olarak da bunu yaptılar!
Bu arada, iki ay geçti ve Emma, Kim’in öğretmeni ve yetimhane sahibi kesinlikle daha çok çalıştılar. Yetimhane için bir sürü tanıtım hazırladılar ve belediyeyi buranın önemine dair ikna ettiler.
Pozitif bir örnek olan Kim ile küçük yetimhaneyi ihtiyacı olan tüm çocuklar için harika bir sığınak haline getirmeyi başardılar. 40’ın üzerinde çocuk sevgi dolu yeni ailelerini buldu ve artık mutlu bir hayat için ikinci bir şansları vardı. İnsanların içindeki iyiliği gösteren ne güzel bir hikaye. Teşekkürler Kim…
Emma ekranın başında hazır bir şekilde oturmaktaydı. Kısa bir süre sonra Kim’in otobüsle gitmediği anlaşıldı. Öğretmeni, Emma’ya otobüsün yaklaşık beş dakika önce kalktığı haberini vermişti. Ama kameranın navigasyon simgesi hâlâ okul bahçesini göstermekteydi. Öğretmen de bunun farkındaydı, çünkü sınıfın camından Kim’in hâlâ okul bahçesinde beklediğini görmekteydi. Oyun alanında da kimse yoktu ama Kim hâlâ orada tek başına durmakta ve etrafına bakmaktaydı. Sanki birini arıyordu. Peki ama kimi bekliyordu bu çocuk?
Okul zili 30 dakika önce çalmıştı ama Kim hâlâ bekliyordu. Bir adım bile kıpırdamadan hem de. Kısa bir süre sonra öğretmen, uzaktan birinin yaklaştığını ve Kim’in de hevesle tepki verdiğini gördü. Üzerinde kırmızı çizgili bir bluz ve siyah bir etek olan uzun boylu bir kadındı yaklaşan. Bu kadını daha önce okulda hiç görmemişti ama görünüşe göre Kim onu tanımaktaydı. Birbirlerine doğru yürüdüler ve Kim onun elini tuttu. Emma’nın telefonu çaldı ve öğretmen onun navigasyonda gördüklerini doğruladı. Kim ve bu yabancı kadın birlikte okul bahçesinden çıkmak üzerelerdi.
Emma korkudan titreye titreye koltuğa oturdu. Hızlıca arabasına binip kızının ve bu yabancı kadının peşine düşmek istedi. Ama bunu yapamazdı çünkü kamera wifi’ya bağlıydı. Evden uzaklaştıkça sinyal zayıflayacaktı. Fakat küçük kızının gözden kaybolmasına da izin veremezdi. Kim’in öğretmeni telefonun diğer ucundaydı ve göreve hazırdı.
Kim ve yabancı kadın hızlı adımlarla yol boyunca yürüyorlardı. Aceleleri var gibi görünmekteydi. Kim’in öğretmeni de onları hızla takip etmekteydi. Emma alnından soğuk terler damlarken telefonla konuşmayı sürdürüyordu. Sırt çantasından gelen görüntüler kısıtlıydı ama arada sırada duruma dair bir şeyler yakalabiliyordu.
“Şimdi neredeler? Eski bir manastır görüyorum!” dedi Emma telefonda. Öğretmen görüntüleri doğruladı. Kim ve yabancı kadın manastırın içine doğru yürüdüler ve geniş kapıların ardında bir anda kayboluverdiler. Öğretmen, camları lekeli pencerenin altında kendine bir yer buldu ve ne yaptıklarını görmek için içeri bakmaya çalıştı…
Bu çok eski bir binaydı ve belli ki elektronik aletler burada düzgün çalışmamakta idi. Çünkü içerisi belli belirsiz görünüyordu. Binanın içinde çok fazla hareket vardı. Bir aşağı bir yukarı hareket eden bir sürü gölge gördü. Bu esrarengiz kadın, Kim ile birlikte koridorun sonunda durmaktaydı. Kadın Kim’in kulağına bir şeyler fısıldadı ve küçük kız diğer gölgelerle birlikte bir odaya doğru koşmaya başladı. Kim’in öğretmeni o kadar odaklanmıştı ki bir anlığına elinde telefon tuttuğunu unutmuştu. Fakat avucundaki aletten Emma’nın yüksek ve tedirgin sesini duydu… “NE OLUYOR? NE GÖRÜYORSUN?”
Emma ne kadar vakti olduğunu bilmiyordu. Kamera görüntülerinin olduğu Ipad’ini koltuğa attı ve arabaya atladı. Lastiklerinden tiz bir ses çıkaran araba manastıra doğru son hızla yoldaydı. Emma’nın kafasından binlerce dile gelmez senaryo geçiyordu ve hiçbiri mutlu sonla bitmiyordu. Yol boyunca gözyaşları yanaklarından süzülüyordu. Ama onları silmekle uğraşacak zamanı yoktu. Oraya vardığında suratı ağlamaktan kıpkırmızı idi, Kim’in öğretmeniyle yüzyüze geldi. Ama öğretmenin Emma’yla aynı duyguları paylaşmadığı çok netti. Yüzünde geniş bir gülümseme vardı ve Emma’ya olanları birlikte izlemek için yanına çağırdı.
Emma durumu anlamamıştı. Kızının öğretmeni neden böyle gülümsüyordu ki? Yabancı bir kadın kızını alıp götürmüştü. Neler oluyordu? Yarı ağlamaklı ve öfkeli bir şekilde Emma öğretmen arkadaşının yanında durdu. Neler oluyor dedi, bu durum karşısında endişelenip endişelenmemesi gerektiğini sordu. Ancak Emma’nın gözyaşlarına boğulmasına saniyeler kalmıştı ki güven verici bir el onun elini tuttu. Kızı Kim’di bu. Annesine sevgiyle baktı ve onu eski manastırın içine götürdü…
Kilisedeki gölgelerin hepsi de Kim’in yaşında olan onlarca çocuktu. Kim annesiyle birlikte yabancı kadına doğru yürüdü. Koridorun sonunda onları beklemekteydi. Emma arkasına dönüp öğretmenin yüzüne baktı ama uzaktan yürüyen Kim’in öğretmeni ona onaylayan bir bakış attı. Siyah etekli, kırmızı bluzlu kadının durduğu mihraba vardılar. Kim annesinin elini bıraktı ve o esnada bu esrarengiz kadın konuşmaya başladı.
Ben bu küçük çaplı yetimhanenin sahibiyim efendim. Öyle görünmüyorum ama aslında bir rahibeyim. İmkanı olmayan öksüz çocukları buraya getiriyor ve onlara bakıyoruz. böylece güvenli ve geçici bir ev sağlıyoruz. Ailesi olmayan çocukların hayata olum bakması çok zor ama kızınız bize harika bir hizmet verdi.
Neden benim kızım?” diye sordu Emma gülümseyerek bakan rahibeye. Buradaki çocukların böyle gülüp oynuyor olmaları sizin kızınız sayesinde olan bir şey. Ve onun geçmişi.
Kim bu çocuklarla aynı çevreden gelmişti. Küçük yaşta annesini ve babasını bir trafik kazasında kaybetmiş ve o da yetimhane sistemine dahil olmuştu. Bu, genç bir kız için çok belirsiz ve zor bir dönemdir ama gökkuşağını hep güneş ışığı takip eder.
Kim herkes için anlatılacak güzel bir örnek. Ona sevgisini veren ve onu yeniden çocuk gibi hissettirebilen harika bir kadın tarafından evlat edinildi. Evet, “Bu anne sizsiniz,” dedi rahibe Emma’ya. Her gün okul çıkışı Kim yetimlerle oynamak için buraya geliyor, özellikle evlat edinilmenin ne kadar sevgi dolu ve güzel olabileceğini gösteren hikayeler anlatmak için.
Ve bu çaba da sonuç verdi… “Nasıl?” diye sordu Emma şaşkınlıkla kızına bakarak. Kızınızın buradaki olumlu katkıları sayesinde beş çocuk evlat edinildi bile. Benimle birlikte düzenli olarak evlat edinen aileleri ziyarete gidiyor, aynı zamanda evlat edinmenin mucizeleri konusunda onları ikna ediyor.
Emma ve Kim’in öğretmeni gözyaşları içinde kaldılar. Hayranlık ve şaşkınlık içerisinde, Emma kızına sımsıkı sarıldı.
“BU İŞİ İLERLETMELİYİZ!” dedi. Kim’in öğretmeni de heyecanla. Ve tam olarak da bunu yaptılar!
Bu arada, iki ay geçti ve Emma, Kim’in öğretmeni ve yetimhane sahibi kesinlikle daha çok çalıştılar. Yetimhane için bir sürü tanıtım hazırladılar ve belediyeyi buranın önemine dair ikna ettiler.
Pozitif bir örnek olan Kim ile küçük yetimhaneyi ihtiyacı olan tüm çocuklar için harika bir sığınak haline getirmeyi başardılar. 40’ın üzerinde çocuk sevgi dolu yeni ailelerini buldu ve artık mutlu bir hayat için ikinci bir şansları vardı. İnsanların içindeki iyiliği gösteren ne güzel bir hikaye. Teşekkürler Kim…