Elmalı Davası
‘BABAANNE KIZAR DİYE KIZIM MEKTUP YAZMAKTAN VAZGEÇMİŞ’ Raporda kızının psikologla görüşürken kendisine mektup yazmak istediğini söylediği, fakat babaannesi kızar diye psikologdan bu raporu saklamasını istediğinin yazdığını aktaran Merve Akman, “Şimdi sizlere soruyorum, ben öz kızımı istismar etsem sözde babaannenin alıkoyduğu kızım bana mektup yazmak ister mi? Psikoloğa beni özlediğini söyler mi? Kızım neden ‘Bu mektubu babaannem görürse bana kızar’ demektedir? İyice baskı altına alındığından olabilir mi? Raporda internette dolaşan resimlerin nasıl çizildiğini okudunuz mu? Resim çizme pratiği olmayan oğlumun psikologla görüşmeye geldiğinde doğrudan kendi isteği ile resim çizmek istediğini ve şaşırtıcı şekilde kızımın da de kendi isteği ile resim çizmek istediğini söylediklerini okudunuz mu? Psikoloğun da bu durumdan şüphe ederek rapora ‘Her iki çocuğun da ne söylemeleri, ne çizmeleri gerektiği konusunda yönlendirildikleri şüphesi uyanmıştır’ şeklinde yazdığını da okudunuz mu?” dedi.
‘İSTİSMAR BULGUSUNDAN KESİN BAHSEDİLEMEZ’ Kızının 7 Mayıs 2020 tarihli adli tıp kurumu raporunda ‘Vaginal muayenesinde yırtık bulunmadığı’ yani, vajinal muayenede istismar bulgusu olmadığının yazdığını kaydeden Merve Akman, “Anal muayenede ise ‘fissür mevcut olduğu’ bu bulgunun livata (ters ilişki) eylemi ile olabileceği ancak kabızlık, parazit gibi hastalık nedeniyle de oluşabileceği, dolayısıyla bu bulgunun istismar bulgusu olduğundan kesin olarak bahsedilemeyeceği yazıldı. Gelelim bu rapordan 1 ay sonra alınan yine kızım hakkındaki ikinci adli tıp kurumu raporuna. 10 Haziran 2020’de adli tıp kızımdaki bulgu ile fiili livata arasında illiyet bağı kurulamayacağını söylüyor. Bu şekilde de kızımda hiçbir bulgu olmadığı anlaşılmış oluyor. Oğlumun raporları da benzer şekildedir” diye konuştu. Merve Akman, sosyal medyada gezen ses kaydının kesinlikle kızına ait olmadığını da belirtti. Merve Akman, sosyal medya hesabında psikolog ve adli tıp kurumu raporlarını da paylaştı.
BABAANNE: HALA KENDİLERİNİ KORKUDA HİSSEDİYORLAR Eski gelini ve kocasının çocukları yönlendirmekle suçladığı babaanne Günay S. ise iddiaların asılsız olduğunu torunlarının hala yaşadıkları travmadan kurtulamadığını söyledi. Bu konunun aileler üzerinde medyada yer almasını istemediğini,. torunlarının etkilendiğini ifade eden Günay S., sürecin avukatlar üzerinden sürdürülmesini istedi. Torunlarının psikolog desteği aldığını anlatan Günay S., yaşanan süreci ise şöyle özetledi: “Çocuklar, 2019 yılında bana geldiler. Şu anda psikolog desteği alıyoruz. Eğitimleri aynı zamanda devam ediyor. Bayağı bir yol kat ettik ama hala sayıklamaları mevcut. Korkuları mevcut. Çocukların sürece katılmasını istemiyorum. Çünkü çocuklar, korku içindeler. Orada gördükleri işkence, tehdit, istismar çocuklar da büyük travma uyandırmış. Bir kişi yan da baksa irkiliyorlar. Gece trafikten ses de gelse, irkiliyorlar. Hala daha kendilerini korkuda hissediyorlar. Torunlarım ve ben medyada olmak istemiyoruz. Gündemde olmak istemiyoruz görsel olarak. Çocuklarım bir geleceği var. Yaşadıklarını unutturmaya çalışıyoruz. Onun için de gündemde çocuklarım olmasın. Avukatlarımız ile irtibata geçilsin. Bunu istirham ediyoruz.”
ÇOCUKLARI KAÇIRMA GİRİŞİMİNDE BULUNULDU
Günay S.’nin avukatı Yusuf Önder ise süreci başından itibaren adli süreç ve yaşananlar hakkında bilgi verdi. Çocukların kontrol edildiği sağlık kuruluşundan aldıkları fiziksel şiddete maruz kaldıkları yönündeki rapor üzerine adli işlem başlattıklarını belirten Önder, 2020 yılında davanın açıldığını söyledi. Duruşma gününden 2 gün önce anne Merve Akman ve üvey baba Rahmi Akman tarafından çocukların kaçırılmaya çalışıldığını belirten Önder, “İlk celseden 2 gün önce Antalyadan buraya geliyorlar ve velayeti kendisinde olmayan G.E.G.yi kaçırma teşebbüsünde bulunuyorlar. Çocuk bu sırada bağırıyor, vatandaşlar devreye girerek, çocuğu üvey baba ve annenin elinden alıp, babaanneye teslim ediyor. Duruşmadan 2 gün önce bunların yapılması şüphe uyandırır dedi. BABAYA İLK BAŞTA BİLGİ VERMEDİK Çocukların durumuyla ilgili ilk başta babaları Gürhan G.’ye bilgi verilmediğini söyleyen avukat Yusuf Önder, “Babanın bir hata yapmasından çekindik. Durum ayyuka çıktıktan sonra babayla konuştuk. Durumun vahim olduğunu anlattık. Babayı zapt etmekle uğraştık dedi. İFŞA EDİLMELERİ HUKUK İHLALİ Avukat Yusuf Önder sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Gelen haberler üzerine öğreniyoruz ki, çocukların annesi mahkemeye dair evrakları paylaşmış. Bu çocukların örselenmesidir. Çocukların haklarının zedelenmesidir. Çocukların adının açık bir şekilde görünür ve okunur bir şekilde yayınlanması, ifşa edilmesi tamamen bir hukuk ihlalidir. Bu ihlali kabul etmemiz mümkün değil. Bir takım haber kanallarından çocukların fotoğrafları paylaşılmaya ve erişilmeye çalışılıyor. Biz bunu kabul edemeyiz. Biz bu paylaşımlarla ilgili şikayetçi olacağız. Unutulma hakkı ve çocukların geleceği resmen şuanda çok büyük tehlikeye girmekte. Bu çocukları büyüyecekler. Bu çocuklar Türkiyenin geleceği.