HHaber

İki Kardeşin İbretlik Hikayesi

İş arayan usta, başını salladı: “Sanırım durumu anladım, efendim”,
dedi. “Şimdi bana çivilerin, kazma küreğin yerini gösterin ki hemen işime
başlayayım. Büyük kardeş ustaya kazma, küreğin ve çivilerin olduğu yeri
gösterdikten sonra, alışveriş yapmak için kasabaya gitti. Usta ise,tüm gün
boyunca ölçerek, keserek, çivileyerek sıkı bir biçimde çalışmaya koyuldu.
Akşam güneş batarken o işini bitirmiş, çiftlik sahibi büyük kardeş ise alışverişini tamamlamış, kasabadan dönüyordu. Çiftliğe gelir gelmez ustanın yaptıklarına baktı ve şaşkınlıktan gözleri, yuvalarından fırlayacakmış gibi açıldı. Karşısında, yapılmasını istediği çit yoktu ama, derenin bir yakasından öteki yakasına uzanan görkemli bir köprü vardı.

Biri kendi çiftliğinin toprağına, öteki küçük kardeşinin çiftliğinin toprağına oturtulmuş sağlam iki ayak üzerinde, yanlarındaki korkuluklarına varıncaya dek tüm ayrıntılarıyla yapılmış ve tam anlamıyla “usta işi”
denilecek kusursuzlukta bir köprü uzanıyordu. Büyük kardeş, hâlâ geçmeyen şaşkınlığıyla bu köprüyü seyrederken, karşıdan birinin geldiğini gördü. Dikkatle baktığında gelen kişinin, komşusu, yani küçük kardeşi olduğunu anladı. Kardeşi, kollarını iki yana açmış olarak köprünün karşı ucundan kendisine doğru yürüyordu :
“Benim sana karşı yaptığım bunca haksızlığa ve söylediğim bunca kötü
sözlere karşın sen, bu köprüyü yaptırarak ne denli iyi ve ne denli büyük bir insan olduğunu gösterdin”, dedi ağabeyine. “Şimdi bir büyüklük daha yap ve sen de kollarını açarak bana gel…”

Köprünün iki ucundan ortaya doğru yürüyen kardeşler, köprünün ortasında
bir araya geldiler ve özlemle kucaklaştılar. Büyük kardeş bir ara arkasına baktığında, çantasını toplayıp, oradan ayrılmakta olan ustayı gördü.
“Gitme, dur, bekle?” diye seslendi ona. “Sana yaptıracağım birkaç iş
daha var, çiftliğimde…” Usta gülümsedi : “Ben buradaki işimi tamamladım, gitmem gerek”, dedi ve ekledi : “Yapmam gereken daha çok köprü var…”
“Köprüleri kurabilecek gücünüz hiç eksik olmasın, Köprüleri kurduktan sonra da, yıkılmaması için sık sık bakımını yapın, yani sevdiklerinize zaman ayırın, o köprü yoluyla sık sık gönüllerini ziyaret edin. Kısacık dünyada fındık kabuğunu doldurmayacak şeyler için bir birinizi üzmeyin. Bu dünyada iyi kötü yapıp ettiğiniz her şeyin hesabının verileceğini unutmayın.