Sevdiklerine Karşı İhmalkar Olan Adam
İşe geç kalmaktan, dakik olamamaktan ve artık bunun hiç bir anlamı olmadığından yakınıyordu. Üstelik de çok yüksek bir ses tonuyla… Siniri hala devam ediyordu. Çocukları ise çok ürkek ve ne yapacağını bilmez halde olan bitene bakıyorlardı. Kadın bunu fark etti ve ortalığı yumuşatmaya çalıştı. “Daha önceki günlerde çok daha fazla zaman kaybettiğin oldu, mutlaka zamanında orada olursun, merak etme” dedi. Adam eşine hiç bir şeyden anlamadığını ve bugünkü sunumda gidenin ilk kendi olması ve dinleyenleri karşılaması gerektiğini söyledi. Onlara; “Hoş Geldin demek iş için önemli” dedi.
Adamın hiddeti bir türlü geçmiyordu. Hala aynı şekilde söylenip duruyordu ve evden de bu dikkat dağınıklığı ile çıktı. Haksız yere azar işitmesine rağmen eşi adam için endişelenmişti. Bu stresli hali ile dikkatsizliğinden ötürü başına bir kaza gelmesin diye diliyordu. Adamın evden uzaklaşmasıyla kadın hemen çocuklarının yanlarına gidip, onlara telkin vermeye ve rahatlatmaya çalıştı. Çocuklarının kafasını dağıtmak için onlara kahvaltı hazırlayacağını ve afiyetle yiyeceklerini söyledi. Kahvaltı hazırlamak üzere mutfağa gitti, tüm bu olanların üzerindeki yükünü ve eşinin bu halinden dolayı başına bir şey gelmesi düşüncesini kesmek için hareketli müzikler açtı radyodan. Çocuklarının sevdiği haşlama yumurta için, yumurtaları ocağa koydu, ocağa aynı zamanda süt de koydu ılısın diye. Daha sonra zeytinden, peynirden, çeşitli kahvaltılıklardan mükellef bir sofra hazırladı ve çocuklarını çağırdı. “Haydi kahvaltı yapalım çocuklar.”
Anne ve çocukları kahvaltı yaparken müzik çalan radyo yeni gelişen bir haberle kesildi. Kadının içine doğmuş olacak ki sesi biraz daha açtı, kulak kesildi. Spiker ayrıntıları bilinmeyen zincirleme bir kazayı genel hatlarıyla anlatıyordu. Kazanın yerini söylediği anda kadın aklından geçenin gerçekleştiği hissine kapıldı ve oturduğu yerde öylece, bomboş bakarak kalakalmıştı. Tarif edilen yer adamın her gün işe giderken kullandığı yoldu ve bu yolda çok yoğun bir trafik vardı.
Kadın aklına bunlar geldikçe aklı çıkacak gibi oldu. Zaten aklında böyle bir şey olabileceği düşüncesi hep vardı, şu an içi yanıyordu. Çocuklarına ocağa dikkat etmelerini ve akıllıca salonda oynamalarını ve kapıyı kilitli tutmayı tembihleyip işi olduğunu söyleyerek evden ayrıldı. İlk defa yalnız bırakıyordu, çocuklar akıllı da olsa nihayetinde onlar çocuktu ve onları uyardı. Üzerine birkaç parça bir şeyler ve ulaşım için bir miktar para aldı.
Çok fena hissediyordu, kocasına ya bu kazada bir şey olduysa diye içi içini kemirirken dayanmayıp ağlamaya başladı. İçinde bir sürü soru vardı kocasına dair. Evden onun kalbini bu denli nedensiz kırarak ayrılması onu çok etkilemişti. Her zaman sinirli olmayan adam çocukları tarafından böyle mi hatırlanacaktı? Bunlar kadının kafasında dönüp duruyordu. Tam kapıyı açıp çıkmak üzereyken önünde eşini gördü. Kocası kazayı mı duyduğunu sordu, kadın onayladı. Adam eşini sıkıca kavradı ve gözlerini sildi. O kazanın hemen yanı başında olduğunu ve o an bu dünyadan göçse ne olurdu onu düşündüğünü söyledi. Ve o an yanlarına gelen çocuklarına sıkı sıkıya sarıldı. Hatasını anlamıştı, hiç bir şey ailesine olan sevgiden önemli olmamalıydı, onların kalbini yeniden kazanacaktı…
İşe geç kalmaktan, dakik olamamaktan ve artık bunun hiç bir anlamı olmadığından yakınıyordu. Üstelik de çok yüksek bir ses tonuyla… Siniri hala devam ediyordu. Çocukları ise çok ürkek ve ne yapacağını bilmez halde olan bitene bakıyorlardı. Kadın bunu fark etti ve ortalığı yumuşatmaya çalıştı. “Daha önceki günlerde çok daha fazla zaman kaybettiğin oldu, mutlaka zamanında orada olursun, merak etme” dedi. Adam eşine hiç bir şeyden anlamadığını ve bugünkü sunumda gidenin ilk kendi olması ve dinleyenleri karşılaması gerektiğini söyledi. Onlara; “Hoş Geldin demek iş için önemli” dedi.
Adamın hiddeti bir türlü geçmiyordu. Hala aynı şekilde söylenip duruyordu ve evden de bu dikkat dağınıklığı ile çıktı. Haksız yere azar işitmesine rağmen eşi adam için endişelenmişti. Bu stresli hali ile dikkatsizliğinden ötürü başına bir kaza gelmesin diye diliyordu. Adamın evden uzaklaşmasıyla kadın hemen çocuklarının yanlarına gidip, onlara telkin vermeye ve rahatlatmaya çalıştı. Çocuklarının kafasını dağıtmak için onlara kahvaltı hazırlayacağını ve afiyetle yiyeceklerini söyledi. Kahvaltı hazırlamak üzere mutfağa gitti, tüm bu olanların üzerindeki yükünü ve eşinin bu halinden dolayı başına bir şey gelmesi düşüncesini kesmek için hareketli müzikler açtı radyodan. Çocuklarının sevdiği haşlama yumurta için, yumurtaları ocağa koydu, ocağa aynı zamanda süt de koydu ılısın diye. Daha sonra zeytinden, peynirden, çeşitli kahvaltılıklardan mükellef bir sofra hazırladı ve çocuklarını çağırdı. “Haydi kahvaltı yapalım çocuklar.”
Anne ve çocukları kahvaltı yaparken müzik çalan radyo yeni gelişen bir haberle kesildi. Kadının içine doğmuş olacak ki sesi biraz daha açtı, kulak kesildi. Spiker ayrıntıları bilinmeyen zincirleme bir kazayı genel hatlarıyla anlatıyordu. Kazanın yerini söylediği anda kadın aklından geçenin gerçekleştiği hissine kapıldı ve oturduğu yerde öylece, bomboş bakarak kalakalmıştı. Tarif edilen yer adamın her gün işe giderken kullandığı yoldu ve bu yolda çok yoğun bir trafik vardı.
Kadın aklına bunlar geldikçe aklı çıkacak gibi oldu. Zaten aklında böyle bir şey olabileceği düşüncesi hep vardı, şu an içi yanıyordu. Çocuklarına ocağa dikkat etmelerini ve akıllıca salonda oynamalarını ve kapıyı kilitli tutmayı tembihleyip işi olduğunu söyleyerek evden ayrıldı. İlk defa yalnız bırakıyordu, çocuklar akıllı da olsa nihayetinde onlar çocuktu ve onları uyardı. Üzerine birkaç parça bir şeyler ve ulaşım için bir miktar para aldı.
Çok fena hissediyordu, kocasına ya bu kazada bir şey olduysa diye içi içini kemirirken dayanmayıp ağlamaya başladı. İçinde bir sürü soru vardı kocasına dair. Evden onun kalbini bu denli nedensiz kırarak ayrılması onu çok etkilemişti. Her zaman sinirli olmayan adam çocukları tarafından böyle mi hatırlanacaktı? Bunlar kadının kafasında dönüp duruyordu. Tam kapıyı açıp çıkmak üzereyken önünde eşini gördü. Kocası kazayı mı duyduğunu sordu, kadın onayladı. Adam eşini sıkıca kavradı ve gözlerini sildi. O kazanın hemen yanı başında olduğunu ve o an bu dünyadan göçse ne olurdu onu düşündüğünü söyledi. Ve o an yanlarına gelen çocuklarına sıkı sıkıya sarıldı. Hatasını anlamıştı, hiç bir şey ailesine olan sevgiden önemli olmamalıydı, onların kalbini yeniden kazanacaktı…