Güzelliği Dillere Destandı
“Birkaç testten sonra zayıflatma haplarını yasaklatan doktor, hastasını, kesin dinlenme zorunluğunda olduğu için hastaneye yatırıyordu. İşte haziran başında Ortaköy Şifa Yurdu’nda tedaviye alınan Belgin Doruk’ta kısa sürede rahatlık haline dönüş başlamış, bazı sözcükleri hatırlayamaz hali, ağır konuşma düzeninde düzelmeye yüz tutmuştu.”Yaşadığı güçlüklerin etkisiyle aldığı fazla kilolardan kurtulmak için anfetaminli ilaçlar kullandı. Ama bu ilaçlar sinir sistemini alt üst etti. Daha fazla kilo almaya başladı. Sonradan “dostum oldu” dediği yalnızlığı fazla uzun sürmedi Doruk’un.Belgin Doruk bir süre de yaşadığı ruhsal sorunlar yüzünden ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde tedavi görmüştü. Dört kez intihara teşebbüs eden Doruk, yine aynı kitapta hayatının o dönemi hakkında şunları söylemişti:”Titriyordum, ağlıyordum, hıçkırıyordum. Beni beyaz, geniş, kolalı şapkalı hemşireler alıp uzun taş koridorlardan geçirdiler. Soğuk bir odaya koydular. Kimsenin beni buraya kilitlemeye hakkı yoktu. Ancak hemşire arkasına dönüp bakmadı bile. Bir süre sonra sesim oradaki öteki seslere, çığlıklara karıştı. Hiç unutmuyorum, bir keresinde kolumda uzun demir serum çubuğu ile ayağımı sürüye sürüye tuvalete gittim.”
“Tuvaletten dönerken serumum kolumdan çıkmış ve kanım yerlere saçılmıştı. Hemşireden dikkatli olmadığım ve yerleri kirlettiğim için inanılmaz bir fırça yedim. Bunu sineye çekemeyip ağlama krizine tutuldum. O ilk gece nasıl geçti, inanamıyorum. Korkunçtu.”