Beyaz gülün hazin hikayesi…
“Beni mutlu ettin. Ne güzel oldun, teşekkür ederim, iyi ki geldin” diyordu misafirine.
“Rica ederim efendim. Asıl ben size teşekkür borçluyum. Yarın Ankara’ya gidiyorum. Bana bir emriniz olabilir mi diye sormak istedim size, var mıdır acaba efendim?”
Latife Hanım, genç kızın gözlerinden yüreğine bakıyordu sanki; dipten ve derinden dikkat kesilmiş bir şekilde. “Ankara’ya öyle mi?” deyiverdi derin bir mana ile… ” Kim bilir ne kadar değişti koca Ankara? O şehri öyle merak ediyorum ki!” dedi sonrasında. “Evet. Demek bana, ‘Bir isteğin var mı?’ diyorsun. Pekâlâ. İşte sana bir sır; daha doğrusu bir emanet. Yıllardan beri gerçekleştirmek istediğim bir şey vardı, lakin cesaret edip kimseye de söylemedim…”
“Emredin efendim. Ben size hizmete hazırım, biliyorsunuz” dedi genç bayan heyecanla.
İkisi de çok heyecanlanmıştı o anda. Latife Hanım gülümsemeye çabasında idi, mutlu olmuştu bu halden ötürü. “Estağfurullah. Sadece bir rica… Ankara’da… Bir çiçekçiden, bir tek beyaz gül alır mısın lütfen. Ama sadece bir tek. Onu Anıtkabir’e götür ve Mustafa Kemal’in mübarek kabrinde, yere bırak.
Ayak ucuna…
Kimden geldiğini o anlar, ama sen yine de söyle; ‘Bunu Latife gönderdi’ de…
“Beni mutlu ettin. Ne güzel oldun, teşekkür ederim, iyi ki geldin” diyordu misafirine.
“Rica ederim efendim. Asıl ben size teşekkür borçluyum. Yarın Ankara’ya gidiyorum. Bana bir emriniz olabilir mi diye sormak istedim size, var mıdır acaba efendim?”
Latife Hanım, genç kızın gözlerinden yüreğine bakıyordu sanki; dipten ve derinden dikkat kesilmiş bir şekilde. “Ankara’ya öyle mi?” deyiverdi derin bir mana ile… ” Kim bilir ne kadar değişti koca Ankara? O şehri öyle merak ediyorum ki!” dedi sonrasında. “Evet. Demek bana, ‘Bir isteğin var mı?’ diyorsun. Pekâlâ. İşte sana bir sır; daha doğrusu bir emanet. Yıllardan beri gerçekleştirmek istediğim bir şey vardı, lakin cesaret edip kimseye de söylemedim…”
“Emredin efendim. Ben size hizmete hazırım, biliyorsunuz” dedi genç bayan heyecanla.
İkisi de çok heyecanlanmıştı o anda. Latife Hanım gülümsemeye çabasında idi, mutlu olmuştu bu halden ötürü. “Estağfurullah. Sadece bir rica… Ankara’da… Bir çiçekçiden, bir tek beyaz gül alır mısın lütfen. Ama sadece bir tek. Onu Anıtkabir’e götür ve Mustafa Kemal’in mübarek kabrinde, yere bırak.
Ayak ucuna…
Kimden geldiğini o anlar, ama sen yine de söyle; ‘Bunu Latife gönderdi’ de…