Adı Ayberk Aksu ve o üvey annesi sayesinde artık bir mucize çocuk…
Havuza havlu attı. Ayberk gidip onu aldı ve belli bir seviyeden uzatarak ona geri verdi. Bunu daha uzaklara olmak suretiyle 3 kere daha yaptı ve üçünde de havlu geri getirildi. En son getirişinde farketti ki, Ayberk ona gülümsüyordu. Naciye hanım, bu oyun ile onun dünyasına girmeyi başarmıştı.
Hastalığından ötürü saçına bile dokundurtmuyordu Ayberk. 90 kilo civarındaydı. Ağız kaslarını kontrol edemediği için sürekli salyası akıyordu. Yani dış görüntüsü hiç de iyi durumda değildi.
Naciye hanım boş durmadı otizm konusunu araştırmaya başladı ve ödül almış bir bilim adamının aslında otistik olduğunu öğrendi. Bu ona çok büyük umut kaynağı oldu ve Ayberk için ilk adımı attı. Ona ilk önce ”ver” demeyi öğretti. Bunun için en sevdiği soslu makarnayı kullandı.
Ver demeyi öğrenmesi için onu aç yatırdığı zamanlar bile oldu. Ve başardı da. Ayberk ”makarna ver” dedi. Eğitimi yanında onun dış görünüşünün de düzelmesi lazımdı.
Sürekli ”sallanma Ayberk, ağzını kapa Ayberk” diye diye ona uyarılarda bulunmaya başladı. Uyarma süreleri arasındaki fark günden güne artmaktaydı. Ve bu çok iyi bir gelişme idi.
Evet artık bunu da başarabilmişti. Yüzmenin yanında yürüyüş bandında da çalışmasını istiyordu Naciye hanım. Ayberk başta istemedi, yine atak geçirdi. Ama Naciye Aksu, bu sefer de patates kızartmasıyla kandırarak onu banda çıkardı ve yürüyüşe başlattı. Ayberk giderek kilo verdi ve fit bir görünüm elde etti. Kendi isteğiyle berbere gitti ve saçını kestirdi. Kendine baktıkça mutlu oluyordu. Bu esnada eğitiminde ilerleme kaydederken, yemeğe ilgisi olduğunu da fark ettiler. O geleceğin aşçısı olacaktı… İlerlemeler çok iyi sonuç verdi, Otizm % 20’ lere kadar gerilemişti artık. Ayberk normal bir genç gibiydi ve bir ilki gerçekleştirdikleri için inanılmaz mutluydular.
O ilk otistik fotomodel ve de manken oldu. Şimdide Türkiye’nin ve dünyanın ilk otizmli mankeni olarak adı anılıyor. 13 yıl bpyunca uygulanan tüm tıbbi yönergeler ve eğitimler sonucu asla konuşamaz dedikleri Ayberk şuan şarkı bile söylüyor. Okuma yazma öğrenmeye de başladı.
Eğer Ayberk bunları 14 yaşında yapabildiyse sizler % 100 başarırsınız diyor annesi. Ve ne imkan, ne para, ne ilaç, ne de akademik eğitim gerekmediğini. Sadece ve sadece onu normal görüp normal davranıp hayatımıza katıp yaşamı yaşayarak öğretmek gerektiğini söylüyor.
Bunu size anlatmaktaki amacımız ise, bunun yayılmasını istememiz. Çünkü ülkemizde hala otizmin tedavisi yok diye biliniyor.
Otizmin tedavisi var ve o, SEVGİ İLE İLGİ…
Havuza havlu attı. Ayberk gidip onu aldı ve belli bir seviyeden uzatarak ona geri verdi. Bunu daha uzaklara olmak suretiyle 3 kere daha yaptı ve üçünde de havlu geri getirildi. En son getirişinde farketti ki, Ayberk ona gülümsüyordu. Naciye hanım, bu oyun ile onun dünyasına girmeyi başarmıştı.
Hastalığından ötürü saçına bile dokundurtmuyordu Ayberk. 90 kilo civarındaydı. Ağız kaslarını kontrol edemediği için sürekli salyası akıyordu. Yani dış görüntüsü hiç de iyi durumda değildi.
Naciye hanım boş durmadı otizm konusunu araştırmaya başladı ve ödül almış bir bilim adamının aslında otistik olduğunu öğrendi. Bu ona çok büyük umut kaynağı oldu ve Ayberk için ilk adımı attı. Ona ilk önce ”ver” demeyi öğretti. Bunun için en sevdiği soslu makarnayı kullandı.
Ver demeyi öğrenmesi için onu aç yatırdığı zamanlar bile oldu. Ve başardı da. Ayberk ”makarna ver” dedi. Eğitimi yanında onun dış görünüşünün de düzelmesi lazımdı.
Sürekli ”sallanma Ayberk, ağzını kapa Ayberk” diye diye ona uyarılarda bulunmaya başladı. Uyarma süreleri arasındaki fark günden güne artmaktaydı. Ve bu çok iyi bir gelişme idi.
Evet artık bunu da başarabilmişti. Yüzmenin yanında yürüyüş bandında da çalışmasını istiyordu Naciye hanım. Ayberk başta istemedi, yine atak geçirdi. Ama Naciye Aksu, bu sefer de patates kızartmasıyla kandırarak onu banda çıkardı ve yürüyüşe başlattı. Ayberk giderek kilo verdi ve fit bir görünüm elde etti. Kendi isteğiyle berbere gitti ve saçını kestirdi. Kendine baktıkça mutlu oluyordu. Bu esnada eğitiminde ilerleme kaydederken, yemeğe ilgisi olduğunu da fark ettiler. O geleceğin aşçısı olacaktı… İlerlemeler çok iyi sonuç verdi, Otizm % 20’ lere kadar gerilemişti artık. Ayberk normal bir genç gibiydi ve bir ilki gerçekleştirdikleri için inanılmaz mutluydular.
O ilk otistik fotomodel ve de manken oldu. Şimdide Türkiye’nin ve dünyanın ilk otizmli mankeni olarak adı anılıyor. 13 yıl bpyunca uygulanan tüm tıbbi yönergeler ve eğitimler sonucu asla konuşamaz dedikleri Ayberk şuan şarkı bile söylüyor. Okuma yazma öğrenmeye de başladı.
Eğer Ayberk bunları 14 yaşında yapabildiyse sizler % 100 başarırsınız diyor annesi. Ve ne imkan, ne para, ne ilaç, ne de akademik eğitim gerekmediğini. Sadece ve sadece onu normal görüp normal davranıp hayatımıza katıp yaşamı yaşayarak öğretmek gerektiğini söylüyor.
Bunu size anlatmaktaki amacımız ise, bunun yayılmasını istememiz. Çünkü ülkemizde hala otizmin tedavisi yok diye biliniyor.
Otizmin tedavisi var ve o, SEVGİ İLE İLGİ…