Hayatın içinden gerçek bir hikaye
“Çok hasta oldum. Bir haftadır çalışamıyorum. Bu kış odun kömür de alamadım. Düşündüm, bu sene de elektrikli soba ile ısınırız demiştim. Ama hasta olup para da kazanamayınca kesilmiş bugün elektriğimiz. Hava da çok soğuk battaniye altında titredik çocuklarla. Ne yapacağımızı bilemedik. Geçen hafta sen eşinle sokakta şeker falan vermiştiniz benim çocuklara. Ben gördüm onu camdan bakarken, merhametlidirler diye düşündüm…
Başka yere gitmeye cesaret edemedim. Size geleyim dedim çocuklarla beraber. İzin verin biraz ısınsın çocuklar sonra gideriz biz, olur mu?”
Fatma ablamızın eşi yoktu. Temizlik yapar, çevremizdeki apartmanlarda merdiven yıkardı. Gözü tok, kimseye el açan biri de değildi. Eee tabii ev kira, iki çocuk ta okuyorlar okulda. Kolay değil yetmemiş, iki masum soğukta titremiş şu soğukta. O anlattı, benim içim kavruldu sanki. Çok uzatmasın dedim hemen eşime seslendim. Sofra kuralım size dedim. Nasılsa yarın pazar bize iş de yok, evde çocuğumuzda yok.
Eşim çıkıp gece açık fırından sıcak ekmek almış. Bir de birkaç bir şeyler daha. Kurduk sofrayı, doyurduk pembe yanaklı çocukları. O küçük çocuklar, öyle yediler ki, aman Allah’ım nasıl aç idi ki bu yavrular neredeyse benim kadar yediler.
Mutfakta eşim dedi ki:
“5 yıl önce misafirlik çarşaf yorgan niye aldım?” Kim gelecek, kim bizde geceleyecek? Kısmet işte. Bereket geldi evimize. İki kardeş yan yana, annesi de karşı kanepede, uyudular sıcacık odada.
Ben neredeyse sabaha kadar onları seyrettim uzaktan… Bir ara dalmışım, annemi gördüm rüyamda, eve geldi, güldü ve gitti. Bir kaç saniye idi hepi topu… Uyanınca ağladım, kucağımdaki battaniyeye sarıldım. Sabah ki kahvaltıyı, sonra gün içinde yaptıklarımızı yazmayacağım size…
O kadarı da sır kalsın bende. Yapılanı Allah bilsin yeter çünkü. Ama sonucu bilin… Fatma abla mutlu, yuvası kurtuldu. Şimdi evi sıcacık, bir şeyler yaptık işte 15-10 arkadaş ile birlikte. Komşulara da çaktırmadık bile konuyu hiç… Kimseyi de utandırmadık elhamdülillah…
Ama şimdi yazınca bunları, içim yine yandı… Ya uyusaydık ya da evde olmasaydık ve kapıyı açmasaydı eşim…?
Soğuk geceler ve günler geçiriyoruz…
Allah kimseyi evsiz, barksız, ocaksız, yurtsuz, kimsesiz bırakmasın..
“Çok hasta oldum. Bir haftadır çalışamıyorum. Bu kış odun kömür de alamadım. Düşündüm, bu sene de elektrikli soba ile ısınırız demiştim. Ama hasta olup para da kazanamayınca kesilmiş bugün elektriğimiz. Hava da çok soğuk battaniye altında titredik çocuklarla. Ne yapacağımızı bilemedik. Geçen hafta sen eşinle sokakta şeker falan vermiştiniz benim çocuklara. Ben gördüm onu camdan bakarken, merhametlidirler diye düşündüm…
Başka yere gitmeye cesaret edemedim. Size geleyim dedim çocuklarla beraber. İzin verin biraz ısınsın çocuklar sonra gideriz biz, olur mu?”
Fatma ablamızın eşi yoktu. Temizlik yapar, çevremizdeki apartmanlarda merdiven yıkardı. Gözü tok, kimseye el açan biri de değildi. Eee tabii ev kira, iki çocuk ta okuyorlar okulda. Kolay değil yetmemiş, iki masum soğukta titremiş şu soğukta. O anlattı, benim içim kavruldu sanki. Çok uzatmasın dedim hemen eşime seslendim. Sofra kuralım size dedim. Nasılsa yarın pazar bize iş de yok, evde çocuğumuzda yok.
Eşim çıkıp gece açık fırından sıcak ekmek almış. Bir de birkaç bir şeyler daha. Kurduk sofrayı, doyurduk pembe yanaklı çocukları. O küçük çocuklar, öyle yediler ki, aman Allah’ım nasıl aç idi ki bu yavrular neredeyse benim kadar yediler.
Mutfakta eşim dedi ki:
“5 yıl önce misafirlik çarşaf yorgan niye aldım?” Kim gelecek, kim bizde geceleyecek? Kısmet işte. Bereket geldi evimize. İki kardeş yan yana, annesi de karşı kanepede, uyudular sıcacık odada.
Ben neredeyse sabaha kadar onları seyrettim uzaktan… Bir ara dalmışım, annemi gördüm rüyamda, eve geldi, güldü ve gitti. Bir kaç saniye idi hepi topu… Uyanınca ağladım, kucağımdaki battaniyeye sarıldım. Sabah ki kahvaltıyı, sonra gün içinde yaptıklarımızı yazmayacağım size…
O kadarı da sır kalsın bende. Yapılanı Allah bilsin yeter çünkü. Ama sonucu bilin… Fatma abla mutlu, yuvası kurtuldu. Şimdi evi sıcacık, bir şeyler yaptık işte 15-10 arkadaş ile birlikte. Komşulara da çaktırmadık bile konuyu hiç… Kimseyi de utandırmadık elhamdülillah…
Ama şimdi yazınca bunları, içim yine yandı… Ya uyusaydık ya da evde olmasaydık ve kapıyı açmasaydı eşim…?
Soğuk geceler ve günler geçiriyoruz…
Allah kimseyi evsiz, barksız, ocaksız, yurtsuz, kimsesiz bırakmasın..