HHaber

Leyla Sayar’ın hikayesi…

Çerkez bir anne ve Selanik göçmeni bir babanın çocuğu olarak 27 Aralık 1939’da İstanbul’da dünyaya gelen Leyla Sayar, henüz 15 yaşında Amerikan kız kolejinde okurken filmcilerin dikkatini çekmeyi başarmıştı.
Kendi güzelliğine her daim güvenen Leyla Sayar vücudunu sergilemekten asla çekinmiyordu. Güzel yüzünün yanına muhteşem fiziğini de ekleyince 1954 yılında Caddebostan plaj güzeli seçildi. İlk başarısını böylece almış oldu. Ünlü olma hayallerini kuran Leyla Sayar Ankara devlet tiyatrosunda eğitim almaya başladı. Hayali O dönemin en popüler yıldızı olan Cahide Sonku’dan bile iyi olmaktı. 17 yaşına geldiğindeyse Yıldız Dergisi’nin düzenlediği artist yarışmasına katıldı ve orada açık ara farkla birinci oldu ama bu yarışmaya katıldığı içinde kolejden atıldı…
Eğitim hayatı bu yüzden yarım kalacaktı. 17 yaşında küçücük bir kızın ışıl ışıl parlaması yapımcıların iştahını kabartmıştı ve film teklifleri sıralanmıştı. İlk filmi 1957 yapımı Hüseyin Peyda ve Semih Serezli’nin başrolünde olduğu “Üç garipler” filmi olmuştu. Komedi türünde olan bu filmde oldukça başarılı bir performans sergileyen sanatçı, birden tüm Türkiye’de tanınmıştı. aranan bir isim haline geldi. Sonrası belliydi… Ardı arkası kesilmeyen filmler gelmeye başladı…
Duvaklı göl 1958 Bizim mahalle 1959 Ayşecik 1960 yaban gülü 1961 ver elini İstanbul 1962 çapkın hırsız 1963 beş şeker kız 1964 ve daha yüzlercesi… Leyla Sayar Cahide Sonku’nun bile önüne geçmiş 50 li ve 60 lı yılların en önemli yıldızı olmuştur 25 yılda 200 den fazla filmde rol aldı.
Masum kız rolleriyle başlayan sinema hayatı wamp kadın rolleriyle devam etmişti. Son filmi ise 1970 yılında yapılan Ankaram Ekspresi olmuştur ve sonra birden bire sinemayı bırakmıştır. O zamanlar ne olduğunu anlamaz kimse. Dansözlük yapacağını söyler. O yıllarda Muzaffer Tema ile de aralarında fırtınalı bir sevgi yaşanmaktadır. Muzaffer Tema bunu kabul etmez sen oyuncusun senden dansöz olmaz der. Bu anlaşmazlık bir süre devam eder ve çift kısa sürede ayrılır.
Leyla, Erdal Kasidecioğlu ile 1974 yılında evlenir ancak bir yıl sonra onunla da ayrılır. Ardından bir dönem Sağlık Eski Bakanı olarak görev yapan merhum Yıldırım Aktuna’yla birlikte olsa da bu da çok uzun sürmez.
İzleyici de onun oyunculuğu bırakarak d*a*nsöz olmasını hazmedemez. Sinemada onu seven izleyiciler bu durumu hiçbir zaman kabullenemez. Daha önce hiç böyle bir iş yapmamış olduğu için, Kudret Şandıra’dan bir hafta ders alır. Ancak yeni hayatı sinema hayatı kadar başarılı olmaz. Eğlence mekanlarında sahneye çıkan leyla sayar sinemaseverlerin tepkileri üzerine bu mesleği bırakır…
Ve tam o sırada herkesin şaşıracağı bir durum yaşanır dansözlüğü bırakır bırakmaz ise tesettüre girer. Kimse ne olduğunu anlamaz bile. Üstelik ortalıktan birden sırlı bir şekilde kaybolur…
Filmlerini beğenerek izleyenler onu sahnede dans ederken izlemekten pek hoşlanmayınca sanat hayatını erken noktaladı. 1976 yılında kendini dine adadı ve hidayete kavuşmanın hazzını ve mutluluğunu hissetti.
Dönemin wamp kadın oyuncusu, cesur kıyafetlerle sahnelerde göz alan o kadın birden bambaşka bir insana dönüşmüştür.
35 yıl sonra 2011 yılında yaşadığı bu münzevi yaşamadan kendi tabiri ile “sıkılarak” normal bir hayata dönüş yapmıştır.
Leyla Sayar, 9 senede yaklaşık 170 film çevirdi. 35 yıl Nişantaşı’nda bulunan evine kimseyi sokmak istemeyen Leyla Sayar, evinde elektrikli hiç bir alete yer vermemektedir.
Leyla hanım bir röportajında; “Benim halam Amerikalı olan bir petrol kralıyla hayatını birleştirmişti. Bana hep Amerika’yı anlattı. ‘Sen Türkiye de huzurlu olmazsın, senin karakterin Amerika da yaşamaya çok müsait’ diye beni etkilemeye çalışırdı. Ama ben bir türlü gitmeye cesaret edemezdim. Zaten nasıl gideyim ki Amerika’ya? Burada herkes “Çok güzelsin” diye etrafımda dönüyordu. onların teşvikiyle güzellik yarışmasına katıldım. Sonrasında yine beni Amerika’dan pek çok kez çağırdılar ama ben ülkemde mutlu olacağımı fark etmiştim artık. Oraya gitmemin hiç bir esprisi kalmamıştı” demiştir. Leyla Sayar 2016 senesi 22 Temmuz akşamı İstanbul’da hayata veda etmiştir.