Kadınlar adası
Böylece adada yalnız kalan kadınlar tüm günlük işlerini yaparak hem adayı hem de evlerini yönetmeye başladılar. Burada yaşayan çocuklar da okullarında kendi dillerini ve bölgeye özgü enstrümanları çalmayı öğreniyorlar. Ancak onların büyük bir sorunları var, o da işsizlik. Bundan ötürü de ada da ciddi bir göç yaşanmakta. Gerçekleşen göç sorunlarıyla karşı karşıya kalan adada erkek nüfus yok denecek kadar azalmış durumda..
Baltık denizinde bulunan bu küçük ada, tarihini ve kültürünü festivaller ile tanıtmayı ve daha fazla insanın burası hakkında bilgisi olmasını istiyor. Bu adada kadınların anlamadığı konu yok. Traktör tamirinden, elektrik işlerine, kilisede yapılması gerekenlere kadar her şeyi kendileri üstleniyorlar.
Bu adada kadınların kıyafetleri onların evli olup olmadıklarını gösteren semboller taşımakta. Örneğin, kadın eteğinin üzerinde bir önlük taşıyorsa o zaman o kadının evli olduğu anlaşılmaktadır. Kihnu’da net bir hiyerarşi de var. Öncelik sırası ilk olarak çocuklarda, sonra topluluk ve en son da erkekler gelmekte.
Kihnu kadınları anakarada yaşayan insanlardan farklı bir zihniyete sahip olduklarını söylüyorlar. Şöyle ki;
“Kihnu kadınları, başta çocuklar olmak üzere aile için her zaman en iyisini yapmak istiyor. Kadınlar her şeyi yapabilecek güce sahipler. Buradaki kadınlar da bunu kanıtladı. Kadınlar erkeklerin yaptığı her işi yapabilir.” Ada sakinleri buraya herkesin gelmesini de istemiyor. Burada yaşayan insanların yaşam tarzlarıyla ilgilenenlerin gelmesi gerektiğini savunuyorlar. Bu adada asfalt da yok denecek kadar az. Ticari bir işletme ya da bir banka ATM’si de yok. Yıl boyunca açık bir restoran ya da kafe de bulunamıyor. Ada’ya ilk polis karakolu bile 2019 yılında kurulmuş.
Ada, şimdi olduğu gibi ilerde de bu şekilde devam edebilecek mi? Sakinleri böyle mutlu olduklarını dile getirseler de, adadaki imkanların kısıtlılığı karşısında ne kadar daha böyle devam edecekleri ise meçhul?
Böylece adada yalnız kalan kadınlar tüm günlük işlerini yaparak hem adayı hem de evlerini yönetmeye başladılar. Burada yaşayan çocuklar da okullarında kendi dillerini ve bölgeye özgü enstrümanları çalmayı öğreniyorlar. Ancak onların büyük bir sorunları var, o da işsizlik. Bundan ötürü de ada da ciddi bir göç yaşanmakta. Gerçekleşen göç sorunlarıyla karşı karşıya kalan adada erkek nüfus yok denecek kadar azalmış durumda..
Baltık denizinde bulunan bu küçük ada, tarihini ve kültürünü festivaller ile tanıtmayı ve daha fazla insanın burası hakkında bilgisi olmasını istiyor. Bu adada kadınların anlamadığı konu yok. Traktör tamirinden, elektrik işlerine, kilisede yapılması gerekenlere kadar her şeyi kendileri üstleniyorlar.
Bu adada kadınların kıyafetleri onların evli olup olmadıklarını gösteren semboller taşımakta. Örneğin, kadın eteğinin üzerinde bir önlük taşıyorsa o zaman o kadının evli olduğu anlaşılmaktadır. Kihnu’da net bir hiyerarşi de var. Öncelik sırası ilk olarak çocuklarda, sonra topluluk ve en son da erkekler gelmekte.
Kihnu kadınları anakarada yaşayan insanlardan farklı bir zihniyete sahip olduklarını söylüyorlar. Şöyle ki;
“Kihnu kadınları, başta çocuklar olmak üzere aile için her zaman en iyisini yapmak istiyor. Kadınlar her şeyi yapabilecek güce sahipler. Buradaki kadınlar da bunu kanıtladı. Kadınlar erkeklerin yaptığı her işi yapabilir.” Ada sakinleri buraya herkesin gelmesini de istemiyor. Burada yaşayan insanların yaşam tarzlarıyla ilgilenenlerin gelmesi gerektiğini savunuyorlar. Bu adada asfalt da yok denecek kadar az. Ticari bir işletme ya da bir banka ATM’si de yok. Yıl boyunca açık bir restoran ya da kafe de bulunamıyor. Ada’ya ilk polis karakolu bile 2019 yılında kurulmuş.
Ada, şimdi olduğu gibi ilerde de bu şekilde devam edebilecek mi? Sakinleri böyle mutlu olduklarını dile getirseler de, adadaki imkanların kısıtlılığı karşısında ne kadar daha böyle devam edecekleri ise meçhul?