HHaber

Bir eşek öyküsü

İnek a-cıklı bir şekilde iç çektikten sonra başlar anlatmaya: “Sorma beygir kardeş… Bu insanlar çok merhametsiz… Beni durmadan birbirlerine sattılar. Alan sütümü sağdı. Bir inek daha bulup onu yanıma koyarak bizi çifte koştular, aç bıraktılar. Canımı zor kurtardım be kardeş.”

Beygir de üzüntüyle başını sallayarak anlatır:
“Ah, sorma… Benim de ağzıma bir demir parçası geçirdiler, ağzımı açamadım. Üzerime bindiler, ses çıkaramadım. Biri indi, öbürü bindi! Binmedikleri zamanlar zincire vurdular. Belim çöküp de onları taşıyamaz bir hale geldiğinde arkama kocaman bir araba bağladılar. Bu sefer birçoğunu yeniden taşımaya başladım. Ben onları taşıdıkça, daha hızlı gitmem için kırbaç vurdular. Canımı zor kurtardım inek kardeş.”

İnek ve beygir böyle konuşurken uzaktan eşek görünür. Hayli neşelidir. Islık çala çala, taşlara tekmeler ata ata, hoplaya zıplaya gelir yanlarına. Mutludur. Üstelik şişmanlamıştır da. Tüyleri pırıl pırıl parlamakta, gözlerinin içi gülmektedir. Üzerinde lacivert takımlar vardır. İnek ile beygir şaşırmış bir şekilde:
“Nedir bu halin? Neler oldu? Neden böyle zevkten dört köşesin?” diye sorarlar. Eşek keyifli bir şekilde anlatır: ‘
“Sizden ayrıldıktan sonra uzakta bir memlekete vardım. Birisi yukarı çıkmış bağırıyor, bağırdıkça insanlar onu alkışlıyordu. Ben de yüksekçe bir yere çıkıp bağırdım. Benim bağırmamı bilirsiniz, yeri göğü inletirim. Sesimi duyan benim yanıma koştu, duyan duymayana haber verdi, etrafım insanla doldu. Onlar geldikçe ben daha çok bağırdım. Haktan, hukuktan, refahtan, adaletten filan bahsettim…”
“Eee, sonra ne oldu?”
“Ne olacak beni başkan seçtiler!”
“Deme yahu.. Yani sen başkan mı oldun?”
“Evet… Bir şey yapmama gerek kalmadı. Ben bağırdıkça onlar:
“Seninle gurur duyuyoruz” diye alkışladılar. Ben de yedim ve bağırdım, yedim ve bağırdım!””
“Pekiii, senin eşek olduğunu anlamadılar mı yahu?”
“Valla, yarısı anladı ama diğer yarısına anlatamadı!…”