Kırmızı Kod
BM bünyesindeki Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), açıkladığı yeni raporda iklim değişikliğinin ‘yaygınlaştığı, hızlandığı ve yoğunlaştığı’ uyarısında bulundu.
Birleşmiş Milletler’den bilim insanları, dönüm noktası niteliğindeki bir çalışmada insanlığın iklim üzerindeki zararlı etkisinin bir artık ‘gerçek bir olgu’ olduğunu açıkladı.
10 YIL İÇİNDE LİMİT KIRILACAK
Artık zamanın tükendiği belirtilen rapora göre havanın ısınmasına sebep olan gazların salını devam ederse, 10 yıldan biraz fazla bir süre içinde sıcaklık limiti kırılacak.
Bilim insanları ayrıca, bu yüzyılın sonunda deniz seviyesindeki 2 metreye yaklaşan bir artışın göz ardı edilemeyeceğini’ söyledi. Ancak sera gazı salınımlarında kesintiye gidilmesi halinde yükselen sıcaklıkların dengelenebileceğine dair yeni bir umut var.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) bu ciddi alarma geçiren değerlendirmesi, Politika Yapıcılar için Özet olarak bilinen 42 sayfalık bir belgede yer aldı.
‘ARTIK MAZERETE YER YOK’
BM Genel Sekreteri António Guterres, “Şimdi güçlerimizi birleştirirsek, iklim felaketini önleyebiliriz. Ancak bugünün raporunun açıkça gösterdiği gibi, daha fazla gecikmek için mazerete yer yok” dedi.
IPCC’nin belgesi “insan etkisinin atmosferi, okyanusları ve toprağı ısıttığı kesindir” ifadelerine yer verdi. İngiltere’deki Reading Üniversitesi’nden ve raporun yazarlarından Prof Ed Hawkins’e göre, bilim insanları bu noktada son derece eminler.
Ed Hawking, “Bu, karşı karşıya bulunduğumuz bir gerçeğin ifadesidir, bundan daha fazla emin olamayız; insanların gezegeni ısıttığı kesin ve bu durum tartışılmaz.”
FELAKETLER İNSAN ETKİSİNDEN KAYNAKLANIYOR
Raporun yazarları, 1970’den bu yana küresel yüzey sıcaklıklarının son 2000 yılda diğer 50 yıllık periyotlardan daha hızlı arttığını vurguladı ve “Bu ısınma, dünyanın her bölgesinde zaten birçok hava ve iklim uç noktasını etkiliyor” dedi.
İster Yunanistan’da ve Kuzey Amerika’nın batısında yaşananlar gibi sıcak hava dalgaları, ister Almanya ve Çin’deki gibi seller olsun, son 10 yılda bu olayların ‘insan etkisine olan bağlılıkları güçlendi’.
İKİ KENT YAŞANMAZ HALE GELDİ
Küresel ısınma tüm dünyayı olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Eriyen buzullar, artan su seviyesi ve sıcaklıkların yanı sıra meydana gelen yangınlar son yıllarda dikkat çekici seviyede artış gösteriyor. Artan hava sıcaklıklarına bağlı olarak meydana gelen bu felaketler canlıların yaşamını da tehdit ediyor. Biyoçeşitliliğin azalmasına neden olan bu sıcaklık artışları uzmanlara göre gelecekte ciddi su sorunları ve kitlesel göç gibi büyük tehdit ve dönüşümleri de beraberinde getirecek.
Çok da uzak olmayan bir gelecekte azalan su kaynakları ve yok olan tarım arazileri nedeniyle milyonlarca insan yaşadıkları yeri terk edip başka yerlere göç etmek zorunda kalacak. Üstelik kutup bölgelerindeki buzulların erimesiyle artan su seviyesi de deniz kıyısında bulunan pek çok kenti ciddi şekilde tehdit ediyor. Bilim insanları atılması gereken adımlar için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini ifade ediyor.
İngiliz gazetesi Telegraph’ta yer alan bir habere göre iki Asya kenti, dünya üzerinde insan yaşamı için artık uygun yerler olmaktan çıkmış durumda. İklim koşullarının göz önüne alınarak yapıldığı bu araştırmaya göre Pakistan’ın Sindh eyaletindeki Jacobabad ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan Şarika kentleri sıcak hava nedeniyle insan yaşamına uygun yerleşimler olmaktan çıktı.
Paistan’ın doğusunda bulunan Sindh eyaletinin iç kesimlerinde yer alan Jacobabad kenti ortalama 52 derecelik hava sıcaklığıyla bir süredir tarihinin en kavurucu günlerini yaşamakta. Yaklaşık iki milyon kişinin yaşadığı bir kent olan Jacobabad, 50 dereceyi aşan ve artık yıl geneline de yayılmış olan bu sıcaklıklar nedeniyle insan sağlığı için tehdit oluşturmaya başlamış durumda.
Yengeç Dönencesi üzerinde yer alan Jacobabad kenti bu sayede yılın neredeyse tamamında yaz mevsimini yaşamakta. Bu da yıl genelinde sıcaklıkların hep belli bir seviyenin üzerinde seyretmesinin kaçınılmaz olması anlamına geliyor. Ancak 2021 yılı itibaren görüşen sıcaklıklar insanların tahammül seviyesini aşarak rekor kırdı.
Jacobabad sakinleri sık sık elektrik kesintilerinin ortasında ve klima olmadan kabaran sıcak dalgalarına göğüs germek zorunda kalıyor. Parası olanlar, özellikle sıcak yaz aylarında bazen Karaçi veya Quetta’ya göç etmeyi tercih ediyor. Geride kalanlar ise güneş panelleri gibi daha sürdürülebilir alternatifleri tercih ediyor. Ancak, bu seçenekler birçokları için ulaşılmaz noktada.
Yakın bir gelecekte Jacobabad’ta yaşayan yaklaşık iki milyon insan deniz kıyısında bulunan Karaçi gibi yerleşim yerlerine kalıcı olarak göç etmeleri bekleniyor. Uzamanlar bu tip göçlerin önümüzdeki yıllarda başka yerlerde artan bir biçimde gerçekleşeceğini öngörüyor. Özellikle Asya ve Afrika ülkeleri bu göçlerin en yoğun görüleceği coğrafyalar olacak.
Pakistan’ın Sindh eyaletindeki sorunla karşı karşıya olan bir diğer kent de Birleşik Arap Emirlikleri’nin Şarika şehri. Basra Körfezi kıyısında bulunan Şarika, BAE’nin diğer kentleri gibi son yıllarda büyük bir gelişme göstermiş ve çok sayıda gökdelen inşa edilmiş bir şehir olma özelliği taşıyor.
Şarika, Abu Dabi, Dubai, Acman, Füceyre, Ümmü el-Kayveyn ve Reis el-Hayme ile birlikte Birleşik Arap Emirlikleri’ni oluşturan 7 emirlikten birisidir. 1 milyon 250 bin kişinin yaşadığı Şarika, BAE’nin en gelişmiş şehirlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Ancak Şarika bununla birlikte ciddi iklim sorunlarıyla karşı karşıya.
Dubai ve Abu Dhabi’den sonra BAE’nin en büyük üçüncü kenti olan Şarika, yapılan ölçümlere göre 50 dereceyi aşan sıcaklıklara maruz kalıyor. Bu sıcaklıkların sabitlik göstermeye başladığı Şarika tıpkı Pakistan’ın Jacobabad kenti gibi aşırı sıcaklarların etkisi altında kalmaya devam ediyor.
Uzmanlar yakında Şarika’dan ülkenin diğer bölgelerine göçlerin başlayabileceğini öngörüyor. Zira mevcut sıcaklıkların devam etmesi halinde Şarika insan sağlığını tehdit eden seviyelerde kalmayı sürdürecek.
Geçtiğimiz günlerde Dubai’de yağdırılan suni yağmurun Şarika için de umut kaynağı olabileceği düşünülüyor. Suni yağmur sayesinde hem hava sıcaklığının dengelenmesi hem de kuraklığın önüne geçilmesi sağlanabilir.
BM bünyesindeki Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), açıkladığı yeni raporda iklim değişikliğinin ‘yaygınlaştığı, hızlandığı ve yoğunlaştığı’ uyarısında bulundu.
Birleşmiş Milletler’den bilim insanları, dönüm noktası niteliğindeki bir çalışmada insanlığın iklim üzerindeki zararlı etkisinin bir artık ‘gerçek bir olgu’ olduğunu açıkladı.
10 YIL İÇİNDE LİMİT KIRILACAK
Artık zamanın tükendiği belirtilen rapora göre havanın ısınmasına sebep olan gazların salını devam ederse, 10 yıldan biraz fazla bir süre içinde sıcaklık limiti kırılacak.
Bilim insanları ayrıca, bu yüzyılın sonunda deniz seviyesindeki 2 metreye yaklaşan bir artışın göz ardı edilemeyeceğini’ söyledi. Ancak sera gazı salınımlarında kesintiye gidilmesi halinde yükselen sıcaklıkların dengelenebileceğine dair yeni bir umut var.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) bu ciddi alarma geçiren değerlendirmesi, Politika Yapıcılar için Özet olarak bilinen 42 sayfalık bir belgede yer aldı.
‘ARTIK MAZERETE YER YOK’
BM Genel Sekreteri António Guterres, “Şimdi güçlerimizi birleştirirsek, iklim felaketini önleyebiliriz. Ancak bugünün raporunun açıkça gösterdiği gibi, daha fazla gecikmek için mazerete yer yok” dedi.
IPCC’nin belgesi “insan etkisinin atmosferi, okyanusları ve toprağı ısıttığı kesindir” ifadelerine yer verdi. İngiltere’deki Reading Üniversitesi’nden ve raporun yazarlarından Prof Ed Hawkins’e göre, bilim insanları bu noktada son derece eminler.
Ed Hawking, “Bu, karşı karşıya bulunduğumuz bir gerçeğin ifadesidir, bundan daha fazla emin olamayız; insanların gezegeni ısıttığı kesin ve bu durum tartışılmaz.”
FELAKETLER İNSAN ETKİSİNDEN KAYNAKLANIYOR
Raporun yazarları, 1970’den bu yana küresel yüzey sıcaklıklarının son 2000 yılda diğer 50 yıllık periyotlardan daha hızlı arttığını vurguladı ve “Bu ısınma, dünyanın her bölgesinde zaten birçok hava ve iklim uç noktasını etkiliyor” dedi.
İster Yunanistan’da ve Kuzey Amerika’nın batısında yaşananlar gibi sıcak hava dalgaları, ister Almanya ve Çin’deki gibi seller olsun, son 10 yılda bu olayların ‘insan etkisine olan bağlılıkları güçlendi’.
İKİ KENT YAŞANMAZ HALE GELDİ
Küresel ısınma tüm dünyayı olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Eriyen buzullar, artan su seviyesi ve sıcaklıkların yanı sıra meydana gelen yangınlar son yıllarda dikkat çekici seviyede artış gösteriyor. Artan hava sıcaklıklarına bağlı olarak meydana gelen bu felaketler canlıların yaşamını da tehdit ediyor. Biyoçeşitliliğin azalmasına neden olan bu sıcaklık artışları uzmanlara göre gelecekte ciddi su sorunları ve kitlesel göç gibi büyük tehdit ve dönüşümleri de beraberinde getirecek.
Çok da uzak olmayan bir gelecekte azalan su kaynakları ve yok olan tarım arazileri nedeniyle milyonlarca insan yaşadıkları yeri terk edip başka yerlere göç etmek zorunda kalacak. Üstelik kutup bölgelerindeki buzulların erimesiyle artan su seviyesi de deniz kıyısında bulunan pek çok kenti ciddi şekilde tehdit ediyor. Bilim insanları atılması gereken adımlar için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini ifade ediyor.
İngiliz gazetesi Telegraph’ta yer alan bir habere göre iki Asya kenti, dünya üzerinde insan yaşamı için artık uygun yerler olmaktan çıkmış durumda. İklim koşullarının göz önüne alınarak yapıldığı bu araştırmaya göre Pakistan’ın Sindh eyaletindeki Jacobabad ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan Şarika kentleri sıcak hava nedeniyle insan yaşamına uygun yerleşimler olmaktan çıktı.
Paistan’ın doğusunda bulunan Sindh eyaletinin iç kesimlerinde yer alan Jacobabad kenti ortalama 52 derecelik hava sıcaklığıyla bir süredir tarihinin en kavurucu günlerini yaşamakta. Yaklaşık iki milyon kişinin yaşadığı bir kent olan Jacobabad, 50 dereceyi aşan ve artık yıl geneline de yayılmış olan bu sıcaklıklar nedeniyle insan sağlığı için tehdit oluşturmaya başlamış durumda.
Yengeç Dönencesi üzerinde yer alan Jacobabad kenti bu sayede yılın neredeyse tamamında yaz mevsimini yaşamakta. Bu da yıl genelinde sıcaklıkların hep belli bir seviyenin üzerinde seyretmesinin kaçınılmaz olması anlamına geliyor. Ancak 2021 yılı itibaren görüşen sıcaklıklar insanların tahammül seviyesini aşarak rekor kırdı.
Jacobabad sakinleri sık sık elektrik kesintilerinin ortasında ve klima olmadan kabaran sıcak dalgalarına göğüs germek zorunda kalıyor. Parası olanlar, özellikle sıcak yaz aylarında bazen Karaçi veya Quetta’ya göç etmeyi tercih ediyor. Geride kalanlar ise güneş panelleri gibi daha sürdürülebilir alternatifleri tercih ediyor. Ancak, bu seçenekler birçokları için ulaşılmaz noktada.
Yakın bir gelecekte Jacobabad’ta yaşayan yaklaşık iki milyon insan deniz kıyısında bulunan Karaçi gibi yerleşim yerlerine kalıcı olarak göç etmeleri bekleniyor. Uzamanlar bu tip göçlerin önümüzdeki yıllarda başka yerlerde artan bir biçimde gerçekleşeceğini öngörüyor. Özellikle Asya ve Afrika ülkeleri bu göçlerin en yoğun görüleceği coğrafyalar olacak.
Pakistan’ın Sindh eyaletindeki sorunla karşı karşıya olan bir diğer kent de Birleşik Arap Emirlikleri’nin Şarika şehri. Basra Körfezi kıyısında bulunan Şarika, BAE’nin diğer kentleri gibi son yıllarda büyük bir gelişme göstermiş ve çok sayıda gökdelen inşa edilmiş bir şehir olma özelliği taşıyor.
Şarika, Abu Dabi, Dubai, Acman, Füceyre, Ümmü el-Kayveyn ve Reis el-Hayme ile birlikte Birleşik Arap Emirlikleri’ni oluşturan 7 emirlikten birisidir. 1 milyon 250 bin kişinin yaşadığı Şarika, BAE’nin en gelişmiş şehirlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Ancak Şarika bununla birlikte ciddi iklim sorunlarıyla karşı karşıya.
Dubai ve Abu Dhabi’den sonra BAE’nin en büyük üçüncü kenti olan Şarika, yapılan ölçümlere göre 50 dereceyi aşan sıcaklıklara maruz kalıyor. Bu sıcaklıkların sabitlik göstermeye başladığı Şarika tıpkı Pakistan’ın Jacobabad kenti gibi aşırı sıcaklarların etkisi altında kalmaya devam ediyor.
Uzmanlar yakında Şarika’dan ülkenin diğer bölgelerine göçlerin başlayabileceğini öngörüyor. Zira mevcut sıcaklıkların devam etmesi halinde Şarika insan sağlığını tehdit eden seviyelerde kalmayı sürdürecek.
Geçtiğimiz günlerde Dubai’de yağdırılan suni yağmurun Şarika için de umut kaynağı olabileceği düşünülüyor. Suni yağmur sayesinde hem hava sıcaklığının dengelenmesi hem de kuraklığın önüne geçilmesi sağlanabilir.