HHaber

Pidecinin İlginç Hikayesi

İçerisi müşteri dolu. Ama içimde bilemezsiniz nasık bir tarifi mümkün olmayan duygu var o anda. Nedense paket yapıp çıktık kapıdan ikimiz. Doğruca ve biran önce onun evine varmaktı isteğimiz. Baban var mı dedim. Yok deyince bizim temizlikçi ablalardan birini de aldım yanıma. Arabaya binelim mi dedim, yakın evimiz abi dedi. Ne yakını. Aman Allah’ım kent meydanının arkası. Dönüşte taksi çevirdim valla. İçimden de bir yandan kendi kendime diyorum ki; “Oğlum, düştün bir çocuğun peşine, bakalım bu gidişin nereye? Dilenci midir, üç kağıt mı yaptı sana. Dükkanı da bıraktırdı.” Vardık evine. Bir zemin katın da altında bir yere. Müsaade istedi bizim abla. Bende vardım yanına. Bir anne gördük yatak da. Ama kadın gözlerini açamamakta.
Ürktü bizi görünce. Kalkmak istedi, ama sanki ölüm hali var idi. Hastane de imiş. Dün gece eve gelmiş. Amansız hastalıktan tedavisi gördüğünden halsiz kalmış. Aldığı maaş ile bu eve sığınmış. Kocası diğer iki çocuğu alıp boşanmış. Bu ablaya da küçük kız kalmış. Pide getirdik iyide. Kadının yiyecek hali nerede?
Yanımdaki bizim abla yapayım dedi bir tencere çorba. Ama ne un var ne de yağ mutfakta. Bari bir buzdolabı olsa. Doktor arkadaşımı aradım. Uğradı sağ olsun. Alışveriş falan yaptık. Buzdolabını da aldık. Biraz da para bıraktık. Aaaa dükkan vardı, vallahi hiç aklıma takılmadı. Dönünce baktım ki ne hamur kalmış, ne kıyma. Satılmış vallahi de billahi de ne varsa. Sayıyorum kasayı, inanmazsınız ama sanki biri gelmiş para atmış fazlaca. Okurdum, duyardım ama inanmazdım. İnsanlar derdi veren el olunca bir başka bereketi oluyor diye. O günden beri ben ablayı bırakmadım. Sizlere yemin ediyorum halâ akşam oldu mu fazla fazla sayıyorum. 7 gündür böyle, size anlattım ama derler ya anlatınca kaybolurmuş diye ben de tereddüt ettim gidecek bereket diye. Ama tüm mesele, bir pideyi al git demekte değilmiş. Üşenmeyip ayağa kalkıp bir muhtacın evine gitmekmiş. Kapıya geleni kim yolladı şimdi anladım. Dün gece sabaha kadar vefat eden babamın seccadesinin üstünde “Allah’ım daha çok yolla” diye yalvardım…