Süte Çamaşır Suyu Katıyorlar
Hastalık yapan mikroorganizmaların kaynatma ya da pastörizasyon işlemiyle sütten uzaklaştırılacağını ifade eden Prof. Dr. Yeşim Ekinci, “Özellikle çiğ sütün içerisinde hastalık yapan mikroorganizmalar bulunduğundan tüketilmeden önce ısıl işlemden geçmesi gerekiyor. Endüstriyel şartlarda bunu pastörizasyon veya UHT adı verilen sterilizasyon işlemiyle gerçekleştirebiliriz. Ev şartlarında bunu kaynatma ile gerçekleştirme şansımız var” diye konuştu.
“ÇİĞ SÜT MİKROPLARIN DA BESİN KAYNAĞI”
Sütteki hilelere de dikkat çeken Prof. Dr. Yeşim Ekinci şunları söyledi:
“Maalesef sütte enteresan hileler var. Onlardan bir tanesi sütün hacmini artırmak amaçlı içerisine çamaşır suyu katılması. Sütte karşılaştığımız bir başka hile ise yağının çekildikten sonra içerisine bitkisel yağ eklenmesi. O nedenle sütü kontrollü şartlarda alabilirseniz bu tür hilelerin tespitinin ardından tüketmiş olursunuz. Tarım ve Orman Bakanlığı sistematik olarak kontrolleri gerçekleştiriyor. Bu konuda hile yapan firmalar da ifşa ediliyor. Bunlar üzerinde risk değerlendirmesi gerçekleştiriliyor. Bu sistemli olarak sürekli yapılan bir işlem. Özellikle iyi üretim koşullarının uygulandığı kaliteli ve kaynağını bildiğimiz sütü tüketmek çok önemli. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kontrol mekanizmalarıyla birlikte bu hilelerin oranları da ciddi ölçüde azaldı. Ancak merdiven altı işletmeler dediğimiz kayıt dışı üretim yapan işletmelerde bu tür sorunlara rastlayabiliyoruz.”
Çiğ sütün çok hızlı bozulabilen bir ürün olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ekinci, “O nedenle aldığımız sütün kaynağını bilmemiz çok önemli. Çiğ süt bizler için nasıl bir beslenme kaynağı ise mikroplar için de çok önemli bir beslenme kaynağı. Çiğ sütün büyük işletmeler tarafından üretim şartlarında soğuk sistem içerisinde gönderilmesi ve ısıl işlem sonrasında pastörize ya da UHT olması ve soğuk zincirle markete iletilmesi gerekiyor. Sütü aldığımız yerde hangi şartlarda korunduğu önemli, kaynağının nereden geldiğini bilmediğimiz sütler büyük riskler oluşturuyor” dedi.
Hastalık yapan mikroorganizmaların kaynatma ya da pastörizasyon işlemiyle sütten uzaklaştırılacağını ifade eden Prof. Dr. Yeşim Ekinci, “Özellikle çiğ sütün içerisinde hastalık yapan mikroorganizmalar bulunduğundan tüketilmeden önce ısıl işlemden geçmesi gerekiyor. Endüstriyel şartlarda bunu pastörizasyon veya UHT adı verilen sterilizasyon işlemiyle gerçekleştirebiliriz. Ev şartlarında bunu kaynatma ile gerçekleştirme şansımız var” diye konuştu.
“ÇİĞ SÜT MİKROPLARIN DA BESİN KAYNAĞI”
Sütteki hilelere de dikkat çeken Prof. Dr. Yeşim Ekinci şunları söyledi:
“Maalesef sütte enteresan hileler var. Onlardan bir tanesi sütün hacmini artırmak amaçlı içerisine çamaşır suyu katılması. Sütte karşılaştığımız bir başka hile ise yağının çekildikten sonra içerisine bitkisel yağ eklenmesi. O nedenle sütü kontrollü şartlarda alabilirseniz bu tür hilelerin tespitinin ardından tüketmiş olursunuz. Tarım ve Orman Bakanlığı sistematik olarak kontrolleri gerçekleştiriyor. Bu konuda hile yapan firmalar da ifşa ediliyor. Bunlar üzerinde risk değerlendirmesi gerçekleştiriliyor. Bu sistemli olarak sürekli yapılan bir işlem. Özellikle iyi üretim koşullarının uygulandığı kaliteli ve kaynağını bildiğimiz sütü tüketmek çok önemli. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kontrol mekanizmalarıyla birlikte bu hilelerin oranları da ciddi ölçüde azaldı. Ancak merdiven altı işletmeler dediğimiz kayıt dışı üretim yapan işletmelerde bu tür sorunlara rastlayabiliyoruz.”
Çiğ sütün çok hızlı bozulabilen bir ürün olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ekinci, “O nedenle aldığımız sütün kaynağını bilmemiz çok önemli. Çiğ süt bizler için nasıl bir beslenme kaynağı ise mikroplar için de çok önemli bir beslenme kaynağı. Çiğ sütün büyük işletmeler tarafından üretim şartlarında soğuk sistem içerisinde gönderilmesi ve ısıl işlem sonrasında pastörize ya da UHT olması ve soğuk zincirle markete iletilmesi gerekiyor. Sütü aldığımız yerde hangi şartlarda korunduğu önemli, kaynağının nereden geldiğini bilmediğimiz sütler büyük riskler oluşturuyor” dedi.