HHaber

Saray ahırındaki eşeğin hikayesi

“Ey büyük Allahım! Ben bir eşeğim ama beni de sen yarattın. Neden böyle perişanım? Her tarafım yara bere içerisinde. Bakımsızlıktan öleceğim. Bir onların şu haline bak, bir de bana bak. Bu azap, bu belâ yalnız bana mı mahsus?” diyerek serzenişte bulundu.

Kısa bir zaman sonra savaş borusunun sesi duyuldu. Arap atlarına eğerler vuruldu, kemerleri sıkıldı. Hepsi savaş alanına götürüldü. Savaş dönüşü sağ kalan o güzelim atlar, bitkin ve perişan bir halde ahıra girip yerlere yıkıldılar. Her tarafları yara içerisindeydi. Savaşta yedikleri okların uçları, vücutlarında duruyordu.

Nalbantlar gelip atların ayaklarını sıkıca bağladılar. Sonra da sivri bıçaklarla yaraları yarıp, okların uçlarını çıkarmaya başladılar. Eşek bunları görünce, “Yâ rabbi! Ben fakirliğime ve sağlığıma razıyım. Ne o güzel gıdaları isterim ne de o çirkin yaraları” diyerek haline şükretti.

Bu hikayede eşek, kendinden daha iyi durumda olanlara haset içerisinde bakan insanları temsil etmektedir. Kurtuluş isteyen kişi, dünyaya meyletmeyerek kanaatle yaşamalı ve kendi halinden memnun olmalıdır.