Sakıp Ağa’nın hikayesi…
Evimiz iki katlı, toprak damlı, eski tarz bir Adana eviydi. Tahta bir merdivenle çıkılırdı üst kata. Büyük bir salona açılan üç tane yatak odası, bir de mutfağı vardı evin. Alt katı depo olarak kullanılırdı. Salonda, devamlı tüten, kurumu, zifiri bol bir soba yanar dururdu. Mutfak olarak kullanılan odada, büyük bir bakır sini içinde, tek kaptan ibaret yemeği çömelerek kaşıkladığımızı hatırlıyorum. Gene aynı odada, leğen içine tahta tabureyi koyup, ocakta ısıtılan bir gaz tenekesindeki suyla yıkanırdık. O evde on beş kişiye aş pişecek, on beş kişinin bulaşığı, çamaşırı yıkanacak,söküğü dikilecek, çorabı yamanacak… DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ…
Sayfa: 1 / 2