İstanbul’da bir kız öğrenci, yurdun önünde…
Ordan çıkan esnaf yolda gördüğü başka bir arkadaşına soruyor; “Ortak tanıdığımız, yakınlarda bulunan bir yardım kuruluşu vardı, yetkilisinine nasıl ulaşabiliriz?” sonra da durumu anlatıyor. Bu sefer de o kızımızı, bu yetkili isim çağırtıyor.
Kıza diyor ki şu şu evrakları hazır et, sana 10 ay boyunca ayda 500 TL burs vereceğiz. O esnada da gözleri kızın ayakkabılarına takılıyor. Eski, yıpranmış bir halde. Diyor ki şimdi şu 500 TL yi sen bi al ihtiyaçların vardır, onları bi hallet. Siz diyor kız, olan bitene inanamaz vaziyette, hangi vakıfsınız?
Kızım diyor yetkili arkadaş, biz kimseye bağlı bir vakıf değiliz. Ne yaparsak Allah rızası içindir. Ama diyor tek bir şartım var, mezun olup maaş almaya başladığın zaman sen de kendi köyünden bir ihtiyaç sahibine aldığın burs kadar burs vereceksin. Kız; “Peki ama bunu nasıl kontrol edeceksiniz?” diyor. Onu senin vicdanın kontrol edecek diyor!
Ve kız oradan ayrılıyor. Diyor ki yarım saat sonra kızı caddede gördüm, elinde bir ayakkabı poşeti, yüzünde kos kocaman bir gülümseyiş… O mutlu ben mutlu!
İyi ki bu ülkenin güzel ve merhametli insanları var. Zaten Allah bu milletin, mazlumu gözetmesinden ve ihtiyaç sahiplerine gösterdiği merhametten ötürü, bir sürü belayı başımızdan def etmedi mi? Allah iyilik yapan veya iyiliğe kapı aralayan kullarından eylesin cümlemizi de ve iyilerle karşılaştırsın.
Amin!
Konuyu okuyan ve hikaye, masal diyen arkadaşları üzülerek takip etmekle beraber, kızamıyorum da. O kadar çok manipüle edildi ki sosyal medya, öyle çok mesnetsiz dayanaksız bilgi var ki etrafta…
İster gerçekliğine inanın ister inanmayın, lakin siz siz olun asla iyilik yapmaktan vazgeçmeyin…
Ordan çıkan esnaf yolda gördüğü başka bir arkadaşına soruyor; “Ortak tanıdığımız, yakınlarda bulunan bir yardım kuruluşu vardı, yetkilisinine nasıl ulaşabiliriz?” sonra da durumu anlatıyor. Bu sefer de o kızımızı, bu yetkili isim çağırtıyor.
Kıza diyor ki şu şu evrakları hazır et, sana 10 ay boyunca ayda 500 TL burs vereceğiz. O esnada da gözleri kızın ayakkabılarına takılıyor. Eski, yıpranmış bir halde. Diyor ki şimdi şu 500 TL yi sen bi al ihtiyaçların vardır, onları bi hallet. Siz diyor kız, olan bitene inanamaz vaziyette, hangi vakıfsınız?
Kızım diyor yetkili arkadaş, biz kimseye bağlı bir vakıf değiliz. Ne yaparsak Allah rızası içindir. Ama diyor tek bir şartım var, mezun olup maaş almaya başladığın zaman sen de kendi köyünden bir ihtiyaç sahibine aldığın burs kadar burs vereceksin. Kız; “Peki ama bunu nasıl kontrol edeceksiniz?” diyor. Onu senin vicdanın kontrol edecek diyor!
Ve kız oradan ayrılıyor. Diyor ki yarım saat sonra kızı caddede gördüm, elinde bir ayakkabı poşeti, yüzünde kos kocaman bir gülümseyiş… O mutlu ben mutlu!
İyi ki bu ülkenin güzel ve merhametli insanları var. Zaten Allah bu milletin, mazlumu gözetmesinden ve ihtiyaç sahiplerine gösterdiği merhametten ötürü, bir sürü belayı başımızdan def etmedi mi? Allah iyilik yapan veya iyiliğe kapı aralayan kullarından eylesin cümlemizi de ve iyilerle karşılaştırsın.
Amin!
Konuyu okuyan ve hikaye, masal diyen arkadaşları üzülerek takip etmekle beraber, kızamıyorum da. O kadar çok manipüle edildi ki sosyal medya, öyle çok mesnetsiz dayanaksız bilgi var ki etrafta…
İster gerçekliğine inanın ister inanmayın, lakin siz siz olun asla iyilik yapmaktan vazgeçmeyin…