HHaber

Çiçek Bahçesi

Benim payıma da o fena hastalık düştü. Halsizlik, iştahsızlık, çabuk yorulmalarla başlayan şikayetlerin sebebi, aslında bedenimi saran o hastalığın belirtileriymiş. Ege üniversitesinde başlayan tedavi ve ruh halimin iyi olmayışı hayatımı alt üst etmişti. Öyle çaresiz, öyle halsizdim ki…
Ne yapacağımı bilemiyor, benliğimi saran bu berbat sarhoşluktan biran önce kurtulmak istiyordum. Tedavimle uğraşan doktor, temiz havalı, doğal bir ortamın bana iyi geleceğini, toprakla uğraşmam gerektiğini söyledi. İlerlemiş hastalığı ancak bu şekilde zayıflatıp, normale dönebilirdim, aksi halde… Çevreye çok duyurmadan bu hastalıktan kurtulmak idi aslında niyetim. Kimsenin benim için üzülmesini, hastalığımla kimseyi meşgul etmek istemiyordum….
Hastalığımın altıncı ayı olmuştu ve tahlil sonuçlarını alıp eve geldiğimde, koridorda valizler vardı. Eşime sorduğumda neye uğradığımı şaşırmıştım. Kısacası eşim gitti gidecek haldeki hasta bir kadınla uğraşmak istemiyordu. Marmaris’teki yazlığa gideceğini, bir süre ayrı kalmak istediğini ve bir ay içinde boşanma davası açacağını söyledi. Oturduğumuz ev bana Marmaris’teki ev ona kalacaktı, bunu bile planlamıştı. Ben daha hastalığın ciddiyetini hazmedememişken bu haber yüreğimi adeta parça parça etmişti. Söyleyecek bir şey yoktu, eşim boşanmaya kararlıydı. Bir ay içinde geçimsizlik vs gibi bahaneler bulmalıydım. Hasta olduğum için boşanmak zorunda kalmak çok zoruma gidiyordu. 28 yıllık eşim, bana hiç beklemediğim ağır bir darbe vurup gitti. Birinci katta oturuyorduk. Apartmanın küçük bahçesine bakarken, yaşadıklarımın sadece bir rüya olmasını diliyor, sessiz gözyaşlarımı akıtırken, şifa ve dayanma gücü versin diye Allah’ıma dualar ediyordum. O an Allah’ın izniyle iyileşip normal hayatıma dönebileceğime dair içime müthiş bir inanç geldi. Moral ve inanç herşeydir derler ya…
Apartmanın küçük bahçesi, tohumlar, çiçek ve sebzeler benim yaşama sevincim olacaktı. Öyle de oldu. Bu arada eşim giderken komşulara, yazlıktaki evi tadilat için gittiğini söylemiş. Ben küçük bir çapa ile işe başladım. İlk günler on dakikada nefessiz kalıyordum, zamanla bu süre uzamaya başladı. On beş gün içinde çapa işini tamamen bitirdim, gübre aldım, toprağı ekilecek hale getirdim. Komşular da heveslenip, bana yardım etmeye başladılar. Bahçeyi, tohumlar ve saksı çiçekleriyle doldurduk. Nisan ayında tohumlar çıkmaya başlayınca yaşadığım mutluluğu hayatım boyunca unutmayacağım. Bir aydan fazla bir zaman geçmişti, bu süre içinde kendimi boşanma ve yaşayacak daha vaktim varsa bunu yalnız yaşama fikrine alıştırmaya çalışıyordum. Arada bir, hastalığı yüzünden eşi tarafından terkedilen var mıdır, diye düşünüyordum. Bahçem yeşerdikçe ben de iyileşiyordum sanki. Mayıs ayının ortalarında telefonla hastaneye çağrıldım. Tahlillerle ilgilidir diye gittiğimde, hayatımın en büyük şaşkınlığını yaşadım. Eşim Manisa’ya gelirken Sabuncubeli’nde trafik kazası geçirmiş, yoğun bakıma alınmıştı. 2010 yılı Mayıs ayının ılık bir perşembe günü benim hayatımın dönüm noktası oldu. Doktorlar eşimin durumunun ağır olduğunu, her şeye hazırlıklı olmamı söylediler. Bu arada telefonunu da bana verdiler. Akşam üstü telefonu çaldı, arayan avukattı, eşim boşanma vekaleti vermeye geleceğini söylemiş, gecikince avukat merak etmiş o yüzden aramıştı. Eşi olduğumu söylemek istemedim, hastanede olduğunu söyleyip telefonu kapattım. Ama allak bullak olmuştum. Eşim benimle boşanmak için vekalet vermeye gelirken bu kazayı geçirmişti. Sadece “Takdiri ilahi ” dedim. Bir şey düşünemiyordum. Boşanacağımızdan kimsenin haberi yoktu. O yüzden eşim iyileşinceye kadar bunu kimseye söylemeyecektim.
Eşim yoğun bakımdan çıktıktan sonra da bir çok ameliyat geçirdi, ancak tekerlekli sandalyeye mahkum idi. Omuriliği zedelendiği için felç olmuştu. Hastaneden çıkınca eve getirdim, ona bakmak istedim. Konuşamıyor ama hareketleriyle derin bir pişmanlık içinde olduğunu söylemeye çalışıyor, zaman zaman gözlerinden pişmanlık yaşları döküyordu. Ne çocuklarım, ne de yakınlarım eşimin boşanma davası açmak üzere gelirken kaza geçirdiğini bilmiyor idi. Eşime Allah rızası için bakıyorum ben şu anda. Şimdi düşünüyorum da eşimi affettim mi? Bilmiyorum, ama kırgınlığım hiç geçmedi, geçer mi bilmem. Eşime her baktığımda hayatın nasıl ibretlerle dolu olduğunu görüyor, şifa versin diye Allah’a yalvarıyor dua ediyorum. Beni ağır hastalıklardan kurtaran Rabbim; hastayım diye benden boşanmak isteyen eşimi yatalak etmişti. Anlayana bundan büyük ibret olur mu?..” Allah hasta kullarına şifa , bakanlara da sabır ve merhamet versin. Allah kimseyi başkasının umuduna bırakmasın…