HHaber

58 senedir bulunamayan kız çocuğu “Ayla”

Baba Selahattin Özakar kızını bulmak için Türkiye’yi karış karış aradı. Kimi zaman medyum hocalarla, kimi zaman dolandırıcılarla mücadele etti, tüm parasını tüketti. Özakar kayıp kızını bulmak için İngiltere’den medyumlar bile getirtti. Kızını bulana 20 bin lira ödül vereceğini açıklayan yüreği yaralı babayı; “Ben Ayla’yım” diye arayan bile oldu. Kaçak malları saklayan düşmanını “Kızıın kaçıran o” diye ihbar eden bile oldu. Küçük kız asla bulunamadı ama Selahattin Özakar’ın çabası pek çok kayıp kız ın bulunmasına vesile oldu…
FİLMİNİ ÇEKTİLER
Ayla’nın başına gelenler sinemaya bile aktarıldı. Ancak senaryoda kendisini, Çingeneler tarafından kaçırılan kızını bulduğunda onu geri kabul etmeyen bir baba karakterinde gören yüreği yaralı baba; hiddet ve gözyaşları içinde mahkemeye başvurup filmi toplattırdı.
“O dönem mahallede birçok inşaat alanı vardı. Belkide yavrumun bileğindeki altın zinciri almak isteyen biri bir inşaatta kızıma fenalık yapmış olabilir” diyen Özakar, diğer kızlarını okula kendisi götürüp getirdi, hiçbir yere tek başına yollamadı. Kayıp Ayla ise onun gözünde hep 6 yaşında kanepede zıplayan o son haliyle kaldı…
SEMBOLİK DEFİN YAPILDI
Yüreği yaralı baba, kızını aramaktan asla vazgeçmedi ama her gece üzerinde kefen olduğu halde rüyasına gelip elini tutan kızını, doktorların da tavsiyesiyle sembolik olarak 40 yıl sonra hazırladığı Topkapı’daki aile kabristanına defin etti. Ancak o zaman gördüğü rüyalardan kurtulabildi. İçinde hala bir umudun yaşadığını belirten Selahattin Özakar; “Sağ olsaydı bulunurdu dedim hep, hiç olmazsa kemiklerini bulayım bana yeter. Yaşamıyorsa bile mezarını bilen biri çıkar umuduyla bu röportajı yapıyorum” demişti… Kayıp ailelerine ise tek bir tavsiyede bulundu: “Teknoloji çok ilerledi artık. Asla vazgeçmeyin! arayın ve bulun yavrularınızı…”