HHaber

Ramazan gelmiş hoş gelmiş… Oruç ve maddi manevi şifası…

“Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır” diye ettiğimiz dualarımızla mübarek Ramazan ayına ulaştık elhamdülillah…

Ramazan gelmiş hoş gelmiş… Oruç ve maddi manevi şifası…

Ramazan ayının kazanımları anlatılmakla bitirilemeyecek derecede fazladır… On bir ay geldi de geçti yine nasip oldu elhamdülillah kavuşmak. Bizler gerçekten nasip ehli insanlarız. Yaşadığımız toplumun özünde Allah’a kulluk ve Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV) efendimize ümmet olma bilinci yatmakta. Ramazan ayında, insanın uhrevi kazançları bir yana, dünyevi olarak da çok ciddi kazançlar söz konusudur. Ramazan denince akla oruç gelir, teravih gelir, hayırda yarışmak, açı yoksulu gözetmek gelir, ikramı arttırmak gelir. Zekât, sadaka, gönüllere dokunmak gelir, ezcümle ahiret adına dünya nasıl imar ve ihya edilir işte hepsi bir olur ve akla gelir. Ramazan ile beraber hepsi de işte öyle güzel gelir…

“Oruçlunun iki sevinci vardır: Biri iftar ettiği vakit, diğeri ise Allah’a kavuştuğu zamandır.” Elbette bu güzelliklere kavuşabilmek için yapmamız gereken şeyler vardır, bunlar nelerdir?

Nasıl ki bir hususta insana onun faydalarından ciltlerce dolusu bahsedilse de illa ki faydayı elde etmek o işi yerine getirmekle mümkündür. Misal, bal yemenin faydalarından ciltlerce kitap dolusu bahsetmek mümkündür. Fakat, bu okuyana balı yemiş olmanın herhangi bir faydasını sağlar mı? İstifade edebilmek için bizzat yemek gerekir. İşte tam da bu misal gibi Ramazan ayının feyzinden istifade edebilmek için, bireysel ve toplumsal tüm kazanımlarından istifade edebilmek için de Ramazan ayının gereklerini yerine getirmemiz lazımdır…

ramazan
ramazan

Ramazan vücudumuza ne anlatıyor?

Ramazan ayı bize öyle güzel kapılar ve fırsatlar açar ki, idraki bazen hemen anlaşılmayabilir… Yeme içme alışkanlıklarımız hususunda da bize müthiş bir fırsat vermektedir. Rabbimin emrine uyarak, yine O’nun rızasını kazanmak amacıyla, bir ay boyunca aç ve su dahi içmeden bedenimizi dinlendirmek uzun vadede sağlığımıza için de çok faydalıdır. Toprak misali bedenimizin de dinlenmeye, arınmaya, tazelenmeye ihtiyacı vardır. Nasıl ki bir toprağı sürekli ekseniz hiç dinlendirmeseniz bir müddet sonra ondan bir verim alınamaz hale gelir. İlla ki bir dinlendirilmeye ihtiyaç duyar ki özüne dönebilsin…

İşte insan da, önüne gelen her şeyi mideye indire indire şişmanlık başta olmak üzere diyabet, kalp damar hastalıkları, damar sertliği, hipertansiyon, uyku zorlukları, mide ve bağırsak sorunları gibi saymakla bitmeyecek rahatsızlıklara davetiye çıkarmaktadır. Oysa ramazan ve oruç ile beden dinlenir, ruh beslenir… Yanımızda canımızın çektiği yiyecekler olsa bile arzulamamak, el uzatmamak. İşte bu müthiş bir olay…

Yılda bir ay süre ile yeme ve içmede yaptığımız bu planlı bir değişim ile sağlığımıza sağlık kattığımız gibi vücudumuza ve nefsimize de, yemenin bizim kontrolümüzde olduğunu, daha doğrusu olması gerektiğini ilan etmiş oluruz.

Orucun sağlığımıza faydaları nelerdir?

Oruç ile beraber; kalp, mide, bağırsaklar, böbrekler, ciğerler, pankreas dâhil tüm sistemlerimiz dinlenme ve yeniden güç kazanma şansı elde eder. Böylece oruçtan sonra vücudumuz daha düzgün olarak çalışmaya başlar. Özellikle de kalp tarafından kan damarlarına ve sindirim sistemine besinlerin emilmesi için fazlaca kan pompalanması gerekmeyeceğinden tüm sistem dinlenecektir. Böylece de tüm organların yaşlanma süreci yavaşlayarak insanın ömrü uzayacaktır.

Oruç tutan kişinin zihni daha daberraklaşır, hafızası güçlenir ve algısı artar. Boş bir midede sindirim için çok az bir harcama olacağından, beyne daha fazla kan gider. Böylece de beyin daha enerjik olur. Konsantrasyonumuz üst seviyeye çıkar ve düşünme kabiliyetimiz artar…

Oruç ile fazla yağlar yakılıp aşırı kilonun da önüne geçilmiş olunur. Sürekli olarak fazla yemek yiyenlerin mideleri, doğal olmayan bir şekilde genişler. Bu da dolması için daha fazla besin gerektirir. Oruç ile beraber büyümüş mide de normal ölçüsüne gelir, oburluğun önüne geçişmiş olur…

Oruçlu kişi daha sakin olur. Yorgunluk, çarpıntı, mide şişkinliği, alerjik reaksiyonlar asgariye düzeye iner.

ramazan
Ramazan

Ramazan orucunun manevi yönü

Oruç ile beraber, nimetlerin tadını daha da lezzetli olarak algılarız ve kıymetini daha çok idrak ederiz. Rabbimize daha çok şükrederiz. Yoksulların, açların ve maddi durumu iyi olmayanların hallerini, yaşadıklarını daha derinden hissederiz.

Oruç şekil olarak bir tür perhiz gibi görünse de aradaki fark kıyas bile edilemez. Rabbimizin rızasını kazanmak niyetiyle, O’nun isteğine uyarak için oruç tutan açlık hissetmez. Belli bir saat aç kalmak, Allah’ın rızasını kazanmak isteyen kişi için zahmetli olmaz aksine huzur ve manevi haz verir.

Oruç tutan anlar ki; yemeye ara vermek gereklidir, yemeden de yaşanabilir ve fazla yemek gereksiz ve hatta vücuda faydasızdır. 12 ay içerisinde tutulan bir aylık Ramazan orucu ve ara oruçları bizi yemek için yaşamadığımızın, tam tersi yaşamak için yediğimizin şuuruna eriştirir. Rastgele yemeye elimiz uzanmamaya başlar ve irademiz artık daha kuvvetlidir.

ramazan
Ramazan

İnsan her daim nefsinin arzu ve isteklerine göre yaşamak ister lakin böyle bir gidişat insanı insanlıktan çıkarır. Oruç insanı terbiye eder, nefsimizin arzu ve emirlerine gem vurmayı öğretir. Tabiat ile bizi daha da yakınlaştırarak rahatlamamızı ve stresimizin azalmasını sağlar.
Oruç sayesinde Rabbimize daha da yakınlaştığımızı bütün zerrelerimizle yaşamaya başlarız. Nefsimizin bizden istediği ve şeytanın vesveselerle içimize ektiği intikam, ihtiras, gerginlik, kin gibi iyi olmayan duyguları ve kanaatsiz olma gibi haslatleri kendimizden uzaklaştırırız.

Elbette ki oruç tutmaktan gayemiz Rabbimizin rızasını kazanmaktır. Fakat şunu da biliriz ki, Peygamber Efendimiz (SAV)’in’ buyurduğu gibi, “Oruç tutan sıhhat bulur.”

Gerçekten de oruç fenalıklarımızı giderir zayıflıklarımızı kuvvetlendirir ve sağlığımıza sağlık katar. Oruç tutalım, bedeni ve ruhsal sağlığımızı koruyalım.