HHaber

İncir kurusu kaç kuruş, peki ya insanlık?

Elimde değildi. İnsanlara böyle üstten bakanlara tahammülüm yok.Köylü kadının önünde hepi topu iki poşet incir kurusu vardı. Başka da bir ürün yoktu. Tabiri caizse, sığıntı gibi, bir pazarcının yanına gelmiş oturmuştu. Belli ki o iki poşet incir kurusu parasına ihtiyacı vardı.
“20 liradan ver de bir kilo alayım” dedi adam gür sesiyle.
“Valla gurtarmaz abim” dedi kadın, “çocuğumun eğitim ihtiyacı olmasa gelmezdim buralara. Uzaktan eğitim mi neymiş; batasıca. Ders yapması lazım. Bilgisayarı yok. Ortada kaldık.”
Çıkardı cebinden 20 lira uzattı kadına adam. “Kurtarır kurtarır, bir kilo ver hele sen” dedi.
“Merhaba” diyerek yanaştım tezgaha. Tezgah dediğime bakmayın. Kadın yere bağdaş kurmuş oturmuş, önünde de iki şeffaf poşette incir kurusu.
“Ne zamandır böylesi güzel kurutulmuş incir görmemiştim. Kaç kilo var elinizde” diye sordum kadına.
“İkişerden dört kilo var kızım” dedi kadın. İkiyüz lira çıkardım verdim kadına. “Hepsini alıyorum” dedim.
“Bu çok fazla, kilosu 30 lira” dedi kadın.
“Çocuğunuza alacağınız bilgisayara katkım olsun bacım” dedim.
Apışıp kaldı iyi giyimli beyefendi.
Bütün pazar paramı kadına verdim. Helali hoş olsun. Aldım poşetleri elime çıktım pazardan.
Bir hafta sebze meyve yemezsem ölmem ya. En sevdiğin meyve ne diye sorsalar; incir ile dut yarışa girer. 🙂 Ama ben inciri ve dudu dalından yemeyi severim.
Ne reçeli olursa olsun reçele çok uzağım. İyi yaparım ama yiyemem.
Şimdi bunları incir reçeli yapacağım.
‘E yemiyorsun da niye reçel yapıyorsun ya’ diyenler olabilir.
İncir reçelini yapıp satışa sunacağım. 🙂
Mersin’in Arslanköyü’nde uzaktan eğitimini bilgisayarı olmadığı için yapamayan bir çocuğumuza tablet bilgisayar alabilmek için.
Zincir marketlerin raflarındaki yüksek fiyatlar için gıkını çıkarmayıp köylü kadınların el emeği göz nuru bir avuç ürününü almak için pazarlık eden her kim varsa, boğazına dursun o aldığı ürün.
Yazıktır! Kıymayın garip analara!