Kayseri’liye dişlerini satan yahudi…
Aradan birkaç gün geçmiş. Ahmet Ağa yanında iki üç kişiyle beraber Moiz’in dükkânına gelmiş:
-“Dişlerine müşteri çıktı. Malı görmek istiyorlar! Aç ağzını!”
Moiz; ‘Hani dişlerim ölünceye kadar benimdi’ diye çıkışmış.
Ahmet Ağa; “Öyle canım öyle, vefatından sonra teslim etmek üzere satacağım” der.
Müşteriler Moiz’in dişlerine 12 altın teklif ederler, Ahmet Ağa az bulup reddeder.
Ertesi gün ise Ahmet Ağa bir başka müşteri grubunu alır ve yine Moiz’in dükkânına gelir. Yine dişler muayene edilir, yine pazarlık, müşteriler 15 altına verirler ama Ahmet Ağa yine kabul etmez.
Üçüncü gün başka müşteri, dördüncü, beşinci gün…
Derken Moiz dayanamaz;
-“Beni hayvan pazarında dişleri kontrol edilen at durumuna düşürdün. Geri al şu 10 altınını!””
Ahmet Ağa güler:
-“Olur mu canım öyle şey? Bu dişler 20 altını gördü. 30’dan aşağısına geri vermem.”
Moiz ne yapsın, her gün ağzını kontrol ettirmektense 30 altın vermeye razı olur.
Ahmet Ağa gülerek:
-“Gördün mü efendi? Ben sana her şeyi alıp satarım dedim de sen inanmamıştın!”
Aradan birkaç gün geçmiş. Ahmet Ağa yanında iki üç kişiyle beraber Moiz’in dükkânına gelmiş:
-“Dişlerine müşteri çıktı. Malı görmek istiyorlar! Aç ağzını!”
Moiz; ‘Hani dişlerim ölünceye kadar benimdi’ diye çıkışmış.
Ahmet Ağa; “Öyle canım öyle, vefatından sonra teslim etmek üzere satacağım” der.
Müşteriler Moiz’in dişlerine 12 altın teklif ederler, Ahmet Ağa az bulup reddeder.
Ertesi gün ise Ahmet Ağa bir başka müşteri grubunu alır ve yine Moiz’in dükkânına gelir. Yine dişler muayene edilir, yine pazarlık, müşteriler 15 altına verirler ama Ahmet Ağa yine kabul etmez.
Üçüncü gün başka müşteri, dördüncü, beşinci gün…
Derken Moiz dayanamaz;
-“Beni hayvan pazarında dişleri kontrol edilen at durumuna düşürdün. Geri al şu 10 altınını!””
Ahmet Ağa güler:
-“Olur mu canım öyle şey? Bu dişler 20 altını gördü. 30’dan aşağısına geri vermem.”
Moiz ne yapsın, her gün ağzını kontrol ettirmektense 30 altın vermeye razı olur.
Ahmet Ağa gülerek:
-“Gördün mü efendi? Ben sana her şeyi alıp satarım dedim de sen inanmamıştın!”