Huzurevinde bıraktığı mektup herkesi ağlattı…
Ve bir kuş kadar özgürdüm. Bir süre sonrasında ise hayalimdeki erkekle tanışacağımın hayalini kurardım.
20 yaşımda evlendim ve evlilik yeminimi ölene dek saklayacaktım. 25 yaşına geldiğimde mutlu ve huzurlu bir ailenin özlemini çeken bir çocuğum vardı. 30 yaşına geldiğimde çocuğumun göz açıp kapayıncaya kadar büyüdüğünü fark ettim. Birbirimize çok bağlıydık. 40 yaşımda oğullarım büyüdüler ve yuvadan uçtular.
50 yaşında geldiğimde bacaklarımın yanında gezinen torunlarım oldu. Hep beraberdik ve mutluyduk; torunlarım, oğullarım ve eşim. Mus mutlu, neşeli, bol kahkalaı bir evimiz vardı. LAkin kader ağlarını ördü ve eşim hayata veda etti…
İleriye baktığımda ise içime bir kurt düştü. Çocuklarım çocuklarıyla ilgilenecekti, bana yer kalacak mıydı? Geçmişi düşünüp sahip olduğum sevgiyi özlediğimin farkına vardım. Artık yaşlı bir kadındım ve hayatın gerçekleriyle yüzleşiyordum. Suratı ve elleri yıpranmış yapayalnız yaşlı bir kadın…
Gençliğimden eser kalmamıştı. Ellerim, yüzüm ve vücudum yaşlandı, kırıştı. Şimdi burada bir kabir taşı var. İçinde ise hala yüreği genç bir kız. Temiz kalbim sevgi dağıtmaya devam ediyor. Mutluluklarımı ve hüzünlerimi hatırlıyorum. Hayatı yeni baştan yaşıyorum. Hıphızlı geçen onlarca yıl gözlerimin önünden geçip gidiyor. Fani dünyanın vefasızlığından dem vuruyorum.
Açın gözlerinizi hemşireler, açın! Görün beni! Sadece yaşlı bir kadını değil! Daha yakından bakın hemşireler! Görün BENİ!
Herkesin bir gün yaşlanacağını unutmayın. Yaşlanırken de sürekli genç kalmak istersiniz. Ancak vücudunuz genç bir vücudun ki gibi davranamaz artık. Bu yaşlı kadının sözlerini aklınızdan çıkarmayın. Bir daha ki sefere yaşlı birisini gördüğünüzde ne olur ona sevgi ve saygıyla yaklaşın…
Ve bir kuş kadar özgürdüm. Bir süre sonrasında ise hayalimdeki erkekle tanışacağımın hayalini kurardım.
20 yaşımda evlendim ve evlilik yeminimi ölene dek saklayacaktım. 25 yaşına geldiğimde mutlu ve huzurlu bir ailenin özlemini çeken bir çocuğum vardı. 30 yaşına geldiğimde çocuğumun göz açıp kapayıncaya kadar büyüdüğünü fark ettim. Birbirimize çok bağlıydık. 40 yaşımda oğullarım büyüdüler ve yuvadan uçtular.
50 yaşında geldiğimde bacaklarımın yanında gezinen torunlarım oldu. Hep beraberdik ve mutluyduk; torunlarım, oğullarım ve eşim. Mus mutlu, neşeli, bol kahkalaı bir evimiz vardı. LAkin kader ağlarını ördü ve eşim hayata veda etti…
İleriye baktığımda ise içime bir kurt düştü. Çocuklarım çocuklarıyla ilgilenecekti, bana yer kalacak mıydı? Geçmişi düşünüp sahip olduğum sevgiyi özlediğimin farkına vardım. Artık yaşlı bir kadındım ve hayatın gerçekleriyle yüzleşiyordum. Suratı ve elleri yıpranmış yapayalnız yaşlı bir kadın…
Gençliğimden eser kalmamıştı. Ellerim, yüzüm ve vücudum yaşlandı, kırıştı. Şimdi burada bir kabir taşı var. İçinde ise hala yüreği genç bir kız. Temiz kalbim sevgi dağıtmaya devam ediyor. Mutluluklarımı ve hüzünlerimi hatırlıyorum. Hayatı yeni baştan yaşıyorum. Hıphızlı geçen onlarca yıl gözlerimin önünden geçip gidiyor. Fani dünyanın vefasızlığından dem vuruyorum.
Açın gözlerinizi hemşireler, açın! Görün beni! Sadece yaşlı bir kadını değil! Daha yakından bakın hemşireler! Görün BENİ!
Herkesin bir gün yaşlanacağını unutmayın. Yaşlanırken de sürekli genç kalmak istersiniz. Ancak vücudunuz genç bir vücudun ki gibi davranamaz artık. Bu yaşlı kadının sözlerini aklınızdan çıkarmayın. Bir daha ki sefere yaşlı birisini gördüğünüzde ne olur ona sevgi ve saygıyla yaklaşın…