Gerçek bir hikaye…
Kızı, oğlu, damadı, gelini, ve torunları toplanmışlardı, pür neşe tatile gitme hazırlığı yapıyorlardı.
Seksen yaşındaki yaşlı adam karısını kaybedeli iki yıl olmuş, ayaklarından rahatsız olduğu için de bu süreçte tek başına kalamayacağından çocuklarının yanında kalmaya başlamıştı. Üç ay oğlunda, üç ay da kızında olmak üzere sırayla bakıyorlardı yaşlı adama. Ama buna da bakma denir miydi orası meçhul, çünkü her gün duyduğu iğneli sözler yaşlı adamda yaşama isteği bırakmamıştı. O da mecbur kalmadıkça konuşmaz olmuştu. İşte şimdi de tatil hazırlığındaydılar. Yaşlı adam içinden dur bakayım beni ne yapacaklar diye düşündü. Çünkü fısıldaşmalar çoğalmıştı. Zaten fazla beklemesine de gerek kalmadı. O akşam sofrada oğlu konuyu açtı. Baba biz iki haftalığına tatile gidiyoruz, senin durumun malum onun için bizimle gelemezsin. Ama merak etme sana iki haftalığına bir bakıcı tutacağım, biz dönene kadar o sana güzelce bakar deyivermişti. Yaşlı adamın söyleyecek sözü kalmamıştı, mecburen “Öyle olsun oğlum siz rahatınıza bakın” diyebildi… Oysa içinden; “Beni de götürseniz ne olurdu sanki, nereniz eksilir, ben de evde oturmaktan bıktım, bir deniz havası alırdım, bana da iyi gelirdi, bir iki insan görürdüm içim açılırdı. Ben sizleri büyütmek için gece gündüz çalışmaktan tatile gitmeye bile fırsat bulamamıştım, hem şunun şurasında ne kadar ömrüm kaldı ki” diye düşünüyordu.
Babası içi burkularak bunları düşünürken, oğlu da oh be kolay geçti, iyi ki ben de geleceğim diye tutturmadı diye düşünüp seviniyordu. İki gün sonra… DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ…