10 Yaşındaki Hasan’ın Hikayesi…
Geçtiğimiz günlerde bir bayan tedavi için geldi. Bayandan ziyade, yanındaki 10 yaşındaki oğlu Hasan ilgimi çekmişti. Çocuğun sol kolu karnına yapışık gibi duruyor ve onu hiç kıpırdatmıyordu. Bayanın tedavisi bitince çocuğun kolunu sordum. Bir sabah bir anda oluvermiş ve 1 yıldır da böyleymiş. Götürmediğimiz doktor kalmadı ama bir türlü düzelmedi dedi bayan.
Çocuğun gözlerine baktım, öyle derin öylesine ürkek bakıyordu ki, birden bire annesine; “Alışılmışın dışında bir şey isteyeceğim sizden, oğlunuzu akşam 19.00 da evinize getirmek üzere bana bırakır mısınız? dedim.
Kadın şaşırdı bu isteğime ama kabul etti. O günkü randevularımı iptal ettim, Hasan ile arabaya bindik 30 km mesafedeki sahil kenarına gittik.
Giderken, ağzımıza 8 tane sakız aldık. Ağzımıza sığmıyordu nerdeyse ama amaç önemliydi. En büyük balonu şişiren Hasan olursa bütün arabaları sollayacaktım, ben şişirirsem yanından geçtiğimiz bütün arabalara nanik yapacaktık, böylece aramızdaki buzlar kırılacaktı…
Sürat yapmamak için ben kazandım Hasan ile sahile geldik ve yüksekçe bir kum tepesine çıktık. Hasan’a dedim ki; “Ben buraya çok gelirim ve sinirlendiğim kim varsa, en yüksek sesimle bağıra bağıra ona sayarım rahatlarım dedim. Şimdi bunu ne birlikte yapalım ne dersin ve rahatladıktan sonra mayonezli patates kızartması alıp beraberce yiyelim dedim. (Burada çok meşhurdur külahta patates kızartması)… DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ…